 |  |
Geçmişin tutsağı olmak
İki satırlık açıklama dün Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'e bomba gibi düştü: "İşbirliğimizle ilgili tespitimizde değişiklik yok. Yetkililer, Gotovina'yı yakalama iradesi göstermiyorlar." Konunun yabancıları için bilmeceden farksız bu açıklama, Hırvatistan'ın yarın başlaması gereken AB ile üyelik müzakerelerinin askıya alınması anlamına geliyor. Çünkü, Türkiye'ye yeşil ışık yakıldığı 17 Aralık'taki AB zirvesinde Hırvatistan için alınan kararda şöyle deniyordu: "Üyelik müzakereleri 17 Mart'ta başlayacak. Ancak BM Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin olumlu görüş bildirmesi koşuluyla..." Olayı en baştan anlatmakta fayda var...
Uluslararası adalet 1999'da Birleşmiş Milletler kararıyla eski Yugoslavya ve Ruanda'daki savaş suçlularının yargılanıp hak ettikleri cezaya çarptırılmaları için Uluslararası Ceza Mahkemesi kuruldu. Lahey'de görev yapan ve en ünlü sanığı Yugoslavya eski Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç olan mahkemenin başsavcılığını İsviçreli kadın hukukçu Carla del Ponte yürütüyor. Mahkeme eski Yugoslavya'dan doğan devletlere zaman zaman listeler gönderip, "Şu kişileri yakalayıp bize gönderin" talebinde bulunuyor. Son olarak 4 gün önce Kosova Başbakanı Ramuş Haradinay ağlaya ağlaya Lahey'e gidip teslim oldu. Carla del Ponte'nin peşine düştüğü suçlulardan biri de, iç savaşta Hırvat ordularının en önemli komutanlarından olan General Ante Gotovina . Onu 1991-1995 arasındaki Bosna savaşında 150 Sırp'ı öldürmekle suçluyor. Hırvat yetkililer, tam 5 yıl boyunca mahkemeyi oyaladılar, hatta Cumhurbaşkanı Stipe Mesic'in geçen hafta itiraf ettiği gibi, yalan bile söylediler. Ancak AB liderleri üyelik görüşmelerinin başlamasını 49 yaşındaki Gotovina'nın teslim edilmesi koşuluna bağlayınca işin ciddiyetinin farkına vardılar ve "İnsan avı" başlattılar. Ya da en azından kendileri öyle söylüyor ve bir dizi rakam sıralıyorlar: "Sadece geçen ay 2 bin ev, 65 bin araba ve 3 bin gemiyi didik didik ettik, sınırlardan girip-çıkan 23 bin kişiyi kontrolden geçirdik. Sanki yer yarıldı içine girdi..."
Hırvatlar'ın kader günü Bu savunma Başsavcı del Ponte'yi zerrece etkilemiyor. Tam tersine "Yalan söylüyorlar" diyor ve gerçekleri saymaya başlıyor: "Hırvat yetkililer göz boyuyorlar. Ellerinden geleni yapmadıklarını biliyoruz. Çünkü onlar Gotovina'yı savaş kahramanı, hatta ulusal kahraman olarak görüyorlar. Kanıtı da: Ona maaş ödemeye devam etmeleri. Dahası, hükümetin bazı üst düzey yetkililerinin geçenlerde Gotovina ile Mostar yakınlarında buluştuklarını belirledik. Hırvat resmi kurumları içinde Gotovina'yı koruyup kollayan bir şebeke var. Bunlar bizim ulaştırdığımız bilgileri hemen Gotovina'nın yakınlarına iletiyorlar." AB Komisyonu, Hırvatistan'a "Gotovina teslim edilmezse üyelik görüşmeleri başlamaz" uyarısını ilk kez geçen ay yaptı. Geçen hafta ikinci ültimatomu gönderdi: "10 gününüz kaldı..." Ardından AB üyelerinin Brüksel'deki büyükelçileri toplanıp, Başsavcı'dan olumlu işaret gelmezse görüşmelerin ertelenmesi kararını aldı. Ve dün del Ponte son sözünü söyledi: "Zagrep yönetimi bizimle işbirliği yapmıyor." Kararı bugün AB dışişleri bakanları verecek. Ancak Komisyon'un erteleme talebini geri çevirmesinin imkânsız denecek kadar zor olduğu belirtiliyor. Bir ülkenin geçmişinin geleceğini nasıl rehin alabileceğini göstermek için bu öyküyü anlattık. İsteyen Türkiye için de ders çıkarabilir...
|