Dostlarımın düşmanı
Mehmet Durupınar'la bundan 14 yıl önce tanıştım.. Gelişim Spor'da birlikte çalışıyorduk.. Avrupa'dan futbol ve arşivle ilgili konularla ilgileniyordu.. Kısa sürede iyi dost olduk.. Daha sonra elindeki dev hazinenin varlığını öğrendim.. Durupınar müthiş bir koleksiyoncuydu.. Türk sporuna ve futboluna ait çok çok önemli bir arşivi vardı ve Cumhuriyet öncesi dönemi bile kapsıyordu.. 1970'ten bu yana çıkan tüm gazetelerin spor sayfalarını da biriktiyordu... Durupınar (Ona basın dünyasında çoğu kişi soyadıyla hitap eder) maddi açıdan pek şanslı biri değildi.. Çeşitli gazetelerde çalıştı.. Ardından evlendi ve bir kızı oldu.. Durupınar Türkiye'de eşi olmayan 3 kitap hazırladı.. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray Tarihi kitapları için Durupınar gece gündüz çalıştı.. Geçen ay telefonum çaldı.. Baktım Durupınar arıyor.. "Altan ben hastanedeyim, felç geçirdim" dedi.. Şoktaydım.. Onun yaşamıyla ilgili pek çok talihsizliğe yakından şahit olmuştum.. Ama sağlığıyla ilgili böylesine bir problem karşısında gerçekten şoke olmuştum..
 Felç.. Beyindeki damarlardan birinin kan pıhtılaşması nedeniyle oksijensiz kalması, ölmesi.. Durupınar sol tarafını kıpırdatamıyordu.. Allah'tan erken müdahale sonucu beyin daha fazla zarar görmemişti.. Şimdiyse koltuk değneğiyle ayağa kalkabiliyor.. Sol elini henüz kıpırdatamıyor.. Ve doktorların koyduğu teşhis aşırı stres, fazla miktarda sigara tüketimi.. Sigara tüketimi gerçekten fazlaydı Durupınar'ın.. Günde tam 3 paket.. "Altan, doktor günde 5 tane içebilirsin, dedi.. Şimdi ilaç saati bekler gibi sigara saatini bekliyorum" diyor Durupınar.. Fizyoterapist eşliğinde de normal hareketlerine dönmeye çalışıyor.. Yüksek kolesterol ve stres de elbetteki felç için çok önemli faktörler.. Ama günde 3 paket sigara içmek bir anlamda ölüme davetiye göndermek değil mi? Durupınar bunun dersini aldı belki de.. Eşi için, kızı için, kendi için artık daha az sigara içecek.. Belki de başarabilirse tamamen bırakacak..
Geçen hafta eşim Aydın'da annesinin yanındaydı.. Çok mutluydu uzun süre sonra akrabalarını, memleketini gördüğü için.. Telefonda her konuşmamızda sesi daha iyi geliyordu.. Ama bir sabah morali çok bozuktu.. "Ne oldu?" dedim.. "Eniştem.. Felç geçirdi.. Sol tarafı tutmuyor" yanıtını verdi.. Aklıma ilk gelen nedense sigaraydı.. "Sigara içiyor muydu?" diye sordum.. "Evet, günde iki paket" deyince sustum.. "Geçmiş olsun" deyip telefonu kapadım.. Eşim, annem, erkek kardeşim ve karısı, kız kardeşim ve kocası, işyerindeki çoğu arkadaşım sigara içiyorlar.. Şehrimdeki, ülkemdeki çoğu insan sigara tutkunu olup çıkmış.. Belki felç, belki tüberküloz, belki kalp krizi, belki kanser riskini her nefeste daha da artırıyorlar.. Üzülmekten başka yapabileceğim bir tek şey var.. Yazmak, olabildiğince kötü örnekler vererek yazmak, bir kez daha uyarmak.. Ben de onu yapıyorum..
|