 |  |
Suriye "yolunu" arıyor
(ŞAM) Baba Hafız Esad döneminden kalan, şimdiki Devlet Başkanı Beşar Esad döneminde de halk arasında anlatılmaya devam edilen bir fıkra var. Suriye'deki "durum" da, "rejim" de en iyi "bu fıkrayla" özetlenebilir. Suriyeli'nin biri ölmüş. Namazı kılınmış, gömülmüş. Mezarda, iki sorgucu melek başucunda belirmiş: - Kimsin, necisin? - Şamlı bir esnafım... Adım Ahmed. - Peygamberin kim? - Baas Partisi. - Allah'ın kim? - Hafız Esad. - Bunlar nasıl cevap? - Vallah, billah doğru cevap. Sorgucu melekler mezardan ayrılıp Allah'ın yanına varmışlar: - Allah'ım... Şamlı bir ölü sorularımıza saçma sapan yanıt veriyor... Peygamberinin Baas Partisi, Allah'ının da Hafız Esad olduğunu söylüyor. Allah "getirin bu Şamlı'yı bana" demiş. Şamlı'yı apar topar "huzura" çıkarmışlar. Şamlı "durumu" hemen kavramış, karşısındakinin "Allah olduğunu" anlamış. Allah sormuş: - Evladım, senin peygamberin kim? - Hazreti Muhammed. - Allah'ın kim? - Sensin ey yeri göğü yaratan yüce rabbim. - Evladım öyle ise sana gönderdiğim sorgucu meleklere ne diye peygamberim Baas Partisi, Allah'ım Hafız Esad yanıtını verdin? - Affet beni yüce Allah'ım... Ben onları El Muhaberat'tan sandım.
 Suriye'de iktidar da var, muhalefet de. Seçime katılan parti de çok, meclise giren parti de. Hükümet de var, bürokrasi de. Ama "Suriye'de kim güçlü" diyecek olursanız... "Dünkü yanıt" bugün de geçerli. "Tek adam" Beşar Esad. "En korkulan" ise istihbarat örgütü El Muhaberat. Her yerde "gözü kulağı" var.
Nüfus 18 milyon. Bunun yüzde 90'ı Müslüman. İklim yumuşak, toprak bereketli. Pamuk tarlaları uçsuz bucaksız. Petrol, sudan ucuz. Koca otomobilin deposunu dolduruyorsunuz 20 dolar bile tutmuyor. İşçilik ucuz. Ama Suriye fakir mi fakir. Milli gelir 1200 dolar. Bunun "kaymağını" da Şam'daki, Halep'teki "kaymak tabakanın" aldığı düşünülürse... "Halkın durumu" kolayca anlaşılır.
Suriye'nin "toparlanması" için yatırıma ihtiyacı var. Ama Suriye henüz "serbest piyasa ekonomisi nedir" bilmiyor. Ayrıca yabancı sermaye de "bu riskli coğrafyaya" gelmiyor. Yine ne varsa "bizim kahramanlarda" var. "Türk yatırımcılar" geçmişte 400 yıl Osmanlı yönetiminde kalmış olan Suriye'ye, bu zor döneminde el uzatmışlar. Kimi tekstil fabrikası kuruyor. Kimi inşaat malzemesi. İşçilik ve hammadde çok ucuz olduğu için Türkiye'deki fabrikasını söküp Suriye'ye taşıyan da var.
Sistem oturmamış, rejim korkular üzerine kurulu. Batı kızgınlığı, Amerikan düşmanlığı had safhada. Caddeler, sokaklar asker kaynıyor. Ama askerin kılık kıyafeti dökülüyor. Bütün bu şartlar içinde Suriye bir "çıkış yolu" arıyor. Ve üç gündür gözlediğimiz kadarıyla Suriye "Ağabeyinden" çok şey bekliyor. Ağabey ise "400 yıllık Ağabey." Yani Türkiye.
Suriye gözlemlerimiz devam edecek. Ülkenin "bir numarasıyla" yaptığımız görüşmeyi de yarın yazacağız.
|