  |
|
Daha çok Mürüvvet görürüz inşallah
Tamam diziler de insanı sürüklüyor, bir sonraki bölümü merak ettiriyor ama tek bölümlük filmin seyri gerçekten bir başka...
Dizi fırtınası sürüyor ya, bazı güzel şeyler gözden kaçıyor: Tek bölümlük televizyon filmleri mesela. Sanıyorum yine atv, yıllar önce Çatısız Kadınlar'ı bir çırpılık televizyon filmi olarak ekrana sürmüştü. Çok beğenilince de bir iki oyuncu değişikliğiyle dizi haline gelmişti. Çarşamba akşamı mükerrer olmasına rağmen yine bir televizyon filmi vardı atv ekranında: Mürüvvetsiz Mürüvvet.
BİLİNDİK AMA SEVİMLİ Başrolde Türkan Şoray vardı. Ve daha filmin başında Türk Sineması'nın eskimeyen yüzünün gençlik filmlerinden sahneler yer aldı. Başlamasıyla insanı ekran karşısında mıhlayan filmde, Türk Sineması'nın önemli isimleri resmi geçit töreni yaptılar. Bülent Kayabaş, Bulut Aras, Tuluğ Çizgen... Öykü bilindik ama sevimliydi. Küçük ve zarardaki bir otelin işletmesini hilelerle Türkan Şoray'ın üzerine yıkan kötü adam Bülent Kayabaş ve mağdur edilen Bulut Aras... Sonrasında mahalledeki dostların da katılımıyla gelişen komik olaylar ve duygusal son. İşte bu kadar basit. Ama oyuncuların performansı, görüntüler ve yönetmenlik başarıyla bir araya gelince seyrine doyum olmuyor. Yönetmen Yasemin Türkmenli'nin adını daha sık duyacağız demek de kâhinlik olmaz bu arada. Tamam diziler de insanı sürüklüyor, bir sonraki bölümü merak ettiriyor ama tek bölümlük filmin seyri gerçekten bir başka. O bir saat içinde başlayıp biten bir öykünün hazzı tartışılmaz.
BAŞKA UFUKLAR İÇİN Eski Türk filmlerini hâlâ büyük bir beğeniyle izleyen bir kuşak var ve ben onlardanım. Türkan Şoray, Kadir İnanır, Tarık Akan, Hülya Koçyiğit gibi isimlerin tekrar sevimli, hüzünlü, komik öykülerle birer televizyon filmiyle karşımıza gelmelerinin tadı başka nede olabilir? Televizyon filminde, elbette yapılan harcamaya göre elde edilen gelir çok büyük olmayabilir. Ama televizyon filmleri hem televizyonculuğa, hem oyunculara, hem de seyircilere başka ufuklar açacak. Ben buna, Mürüvvet'i gördükten sonra bir kez daha inandım. Ne diyelim; inşallah yeni Mürüvvet'lerin yeni mürüvvetlerini daha çok görürüz.
|