 |  |
Yayınlanmamış kitap: "Atatürk'ün aşkı... Latife"
Latife hanımın "mektupları, anıları" üzerindeki "ambargo" Şubat ayında kalkacak. Geçen gün "Şubat'ta neler olacak?... Neler olmalı?.. Mektuplaranılar önce bir bilim kurulunca incelenmeli mi?.. Buna gerek var mı, yok mu" diye Prof. Dr. Ergün Aybars'a sormuştuk. Aybars Hoca "Ata'yı... Latife hanımı... Evliliği... Boşanmayı" uzun uzun anlatmıştı... Yazmıştık. Yazımızın çıktığı gün, 90'ına merdiven dayamış bir "ihtiyar delikanlı" aradı: Prof. Dr. Fethi Vecdet Erkun. "Hoca" başladı anlatmaya... Birlikte dinleyelim.
ADINI ATATÜRK KOYMUŞ Babam subaydı. İsmet İnönü'nün Harbiye'den sınıf arkadaşıydı. Atatürk'le Hicaz cephesinden tanışırlar... Birlikte, cephede çekilmiş resimleri var. Bana Fethi adını, Atatürk vermiş. Annem İzmirli. Annem, Latife hanımla uzaktan akrabalığımız olduğunu söylerdi.
ATA'NIN TALİMATI Türkiye, Avrupa'ya öğrenci gönderecekti. Sınava girdim. Birincilikle kazandım. Gitmeden, Atatürk'ün şahsi talimatını aldım. Talimat şuydu: Evladım. Bir büyükelçiden daha büyük sorumluluk bilinciyle Avrupa'da Türkiye'yi temsil edeceksin. Arkanda da Türk milletinin olduğunu unutma ve derslerine iyi çalış. Okulun biter bitmez vatanına dön. Burada millet senden hizmet bekliyor. Sana güveniyorum.
BİR ÖMÜR BOYU... Budapeşte Teknik Üniversitesi'ni başarıyla bitirdim. Ve ülkeme döndüm. Bir ara Birleşmiş Milletler'de (Roma'da) çalıştım. Diyarbakır'da Fen Fakültesi'nin kurucu dekanı oldum. Bir ömür boyu, Atatürk'ün izinde yürüdüm.
ATATÜRK'ÜN AŞKI Türkiye-Macaristan Dostluk Derneği'nin kurucu başkanıyım. 1935'te Macaristan'da bir Macar yazarının kitabı yayınlanmıştı: "Atatürk'ün Aşkı... Latife." Bunu Türkçe'ye çevirdim. Ama yayınlamadım. Türk Tarih Kurumu da ilgilendi, çeşitli yayınevleri de, müzeler de. Sizin yazınız üzerine, Atatürk ile Latife hanım arasındaki büyük aşkı, kitaptan, bir kez daha okudum.
İLK KARŞILAŞMA... Tanışmaları çok ilginç. Romanda, detaylarıyla anlatılıyor. Atatürk, o sıralarda İzmir'de. Karargahta kalıyor. Latife hanım hergün karargaha gidiyor, ama Atatürk'le görüştürülmüyor. Bir gün, nöbetçinin meşguliyetinden yararlanıp içeri giriyor, Atatürk'ün yanına kadar yaklaşıyor.
MADALYON Önce onu casus sanıyorlar. Ama o yakasını açıyor ve göğsündeki madalyonu çıkarıyor. Altın madalyonun üzerinde Atatürk'ün resmi var: - Paşam, ben Avrupa'da okurken hep sizi takip ettim... Size hayranım.
SIRIL SIKLAM AŞIK O sırada Atatürk'ün yanında Fevzi Paşa vardır. Atatürk'ün üstü başı toz içindedir. Latife hanım kim olduğunu anlatıyor. Köşklerinden bahsediyor. Burada değil, köşkümüzde çalışın, orada yatın, siz herşeylere layıksınız diyor. Israrla, yalvararak davet ediyor. Latife hanım, Atatürk'e sırıl sıklam aşıktır.
KIRMIZI GÜL Atatürk, Latife hanımların köşküne taşınıyor. Latife hanım ortalıkta pek görünmüyor ama, Atatürk, yatacağı zaman, yastığının üzerinde bir kırmızı gül görüyor. Bu her akşam böyle. Sabahları da uyandığında, başucunda gazete oluyor. Yine Latife hanım ortalıklarda yok. Büyük bir aşk. Ve evlilikle sonuçlanıyor. Kitabın tamamını size okumamı ister misiniz?
ATATÜRK AFYON'DA - Hocam, Atatürk'ü ne zaman gördünüz? - İlk gördüğümde çok küçüktüm. - Nasıl oldu? - Babam, Afyon'da şimendifer subayıydı... Demiryolları lojmanında kalıyorduk... Atatürk ve Latife hanım trenle Afyon'a geldiler... Herkes sıraya dizilmişti... Trenden indiler... Benim yanağımı okşadı... Ama okşayan Atatürk müydü, Latife hanım mı, şimdi tam hatırlamıyorum. - Sonra ne zaman gördünüz? - Çok... Okulumuza geldi.
ATATÜRK DEDİ Kİ... "Genelkurmay'dan" aramışlar. "Silahlı Kuvvetler Dergisi" için, Prof. Dr. Fethi Vecdet Erkun'la röportaj yapmışlar. O şimdi Ankara'daki evinde "Atatürk'e dair anılarla" başbaşa. Bazen "yayınlanmış kitaplarına" göz gezdiriyor. Bazen Macarca'dan Türkçe'ye çevirdiği, "basılmamış kitabına... Atatürk'ün Aşkı Latife'ye" göz atıyor. - Yavuz bey, Atatürk okuyun dedi... Çağdaş uygarlık dedi... Bilim dedi... Çalışın dedi... Atatürk, bana talimat verdi... Evladım, milletin senden hizmet beklediğini unutma........ Uzun ömürler hocam.
|