 |  |
  |
|
Ya sabır
AB yolunda bu yıl en çok sabıra ihtiyacımız olacak. Çünkü AB Anayasası'nın üye ülkelerce peş peşe oylanacağı yıl boyunca soğukkanlılığımızı sınayacak gelişmelerle karşılaşacağız. Almanya'da, Avusturya'da, Yunanistan'da, Rum kesiminde ama özellikle Fransa'da... İlk işaretler gelmeye başladı bile: AB Anayasası referandumu ve Türkiye'nin üyeliğinin ilişkilendirilmemesini isteyen Cumhurbaşkanı Chirac ile tam tersini savunan iktidar partisi Halkçı Hareket Birliği (UMP) lideri Nicolas Sarkozy arasındaki gerginlik krize dönüşüyor. Chirac, haziranda gidilmesi planlanan referandumun kurallarını belirlemek için liderlerle görüşüyor. Bugün noktalanacak turda Elysees Sarayı'nın ilk konuğu Sarkozy oldu ve Chirac bir kez daha AB Anayasası üstünden Türkiye karşıtlığı yapmaması için onu uyardı. Sarkozy cevabını çıkışta, gazetecilerin önünde verdi: "Cumhurbaşkanı ile bu konudaki görüş ayrılığımızda partimin delegelerini hakem yapacağım." Yani konuyu referandum öncesi UMP'nin 1800 delegesinden oluşan Ulusal Konsey'in (kurultay benzeri organ) oyuna sunacak. 6 Mart'ta yapılacak kurultayda delegelere üç soru yöneltecek Sarkozy: Nasıl bir Avrupa istiyoruz? Referandumda oyumuz ne olmalı? Türkiye'ye nasıl bir statü tanımalıyız? Cevap önerilerinde Türkiye için sürpriz yok: Özel statüden ötesine hayır. Bu tartışmaları sabırla izleyelim ama moralimizi bozmayalım. Çünkü Chirac'ın 17 Aralık zirvesi arefesinde Türkiye'nin üyeliğini açıkça savunduğu TV mülakatının ardından yapılan kamuoyu araştırmasında, Fransızlar'ın yüzde 52'si Cumhurbaşkanı'na destek verdi. Türkiye bu aşamada Fransızlar'ın ifadesiyle "discret" (ölçülü) bir tavır sergilemeli ve son hızla müzakerelere hazırlanmalı. "AB sürecinde yaşadıklarımız yumurta kapıya gelmeden harekete geçmediğimizi gösterdi" diyen TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı uyarısında haklı: "Geleceğimizi şekillendirecek müzakerelere hazırlanmaya başlamak için bir gün daha kaybetmememiz gerekiyor."
|