'Kirlenmek güzeldir'
Baykal son 'Sarıgül vakası' ile ilgili olarak mührünü basıyor: Ülkedeki çürüme bize de sıçradı. Çağdaş gerçek ve gelişmeler ışığında bu itirafı sevinçle karşılıyoruz: Müjde! Efendi Sermaye'nin buyurduğu üzere 'kirlenmek güzel' olduğu gibi çürümek de güzeldir mutlaka. Milletimiz için hayırlı-uğurlu olsun. Varsın CHP kürsüsünden Baykal 'erdem' üstüne nutuklar atmaya devam etsin; çürümek güzeldir! Çürümenin güzel olduğunu bizzat CHP ve Baykal'ın iki yıl önceki icraatları da belgelemektedir. Malum; Baykal Sarıgül'ü, hakkındaki bir yığın iddiaya rağmen Şişli Belediye Başkanlığı'na aday göstermiş ve seçtirmiştir. Buna itiraz edilip, mesela 'Önceki başkanlık döneminde yaptığı yolsuzlukları belgelemiş değildik' mi denecek? Sanki şimdi belgelenmiş?! Sarıgül için vicdanlarda ama sadece vicdanlarda -kesin olan kirlilik yargısı- dün ne ise, bugün de odur.. Şimdi elde edilen kanıtlarla mahalli seçim öncesindekiler arasında, somut olmak ve dolayısıyla hukuki geçerliliğe sahip bulunmak açısından pek fark yoktur. O gün Sarıgül hakkındaki iddiaları, -sırf AKP'ye karşı Şişli'de favori olabilmek uğruna- içine sindirenlerin şimdi benzeri isnatları ciddiye alması sadece ve sadece Efendi Sermaye'nin fermanını onaylar: Kirlenmek güzeldir! İster misiniz bana da 'Sen Baykal düşmanısın, muhtemelen Sarıgül sana da para vermiştir' desinler. Oysa Sarıgül'ü; sadece erdem açısından değil, siyaset çapı açısından da Baykal'ın gölgesi ile kıyaslamam. Değil CHP'ye, oyuncak bir partiye lider olacak vasıflara sahip bulunduğunu da düşünmüyorum. Hasılı hakkında hiçbir bakımdan iyi kanaat sahibi değilim. Ancak mesele burada değil, Sarıgül'e zerre kadar itibar etmeden sorgulanması gereken husustadır: Rüşvet alan ve veren kişiler aşağılık da, bunu bile bile böyle adamlardan siyaseten yararlanmak isteyen beyler tertemiz mi? Tabii bu sorgulamanın mantığı da yanlış anlaşılmamalı, 'kirlenmek güzeldir' ilkesini onaylamaktan başka bir gaye güdülmemelidir! Aslında Efendi Sermaye'nin 'kirlenmek güzeldir' fermanı CHP'yi sadece bugün değil henüz toy bir delikanlı iken bağlamıştır. Eğer isnatlar yeterli ise; bugün Sarıgül hakkında konuşulanlar, Şişli Belediyesi'nin çapı yüzünden, başka birtakım CHP'liler için ileri sürülenlerden daha iridir, o kadar. Yine eğer isnatlar kafi ise, Cumhuriyet'in CHP'li ilk yıllarında işlenen yolsuzlukların hikayeleri, yakın tarihin siyaset kitaplığında ciltleri doldurmaktadır.. O günden bugüne değişen bir şey de olmamıştır. Esasen çağdaş uygarlık hedefini benimsemek suretiyle; başka türlüsünü de yapamaz hale gelmiştik. Efendi Sermaye bütün dünya için böyle buyurmuştu: Kirlenmek güzeldir. Batı daha Asya, Afrika ve Amerika kıtalarını katliamlarla soyarken hayata geçirilmiş bir ilkeydi bu. Biz de gelişmek ve büyümek için çalışmalı ve kirlenmeliydik. Batılı olmak için kirlenmeliydik. AB'ye girmek için kirlenmeliydik. Böylece kirlendikçe, Küresel Efendi Sermaye uygun sıklıkta 'yıkayıcı' getirip bizi bir güzel temizleyecekti. Devran böyle dönecekti.. Önce 1960'ta Efendi Sermaye, marifetli yıkayıcısını yollayıp kirlenmeyi devirdi. Ama sistemin doğası gereği yeniden kirlenmek, hatta yıkanırken pisliğe bulanmak gerekmekteydi. Madem ki 'kirlenmek güzeldir', öyleyse sık sık kirlenmek, her zaman kirlenmek, tekrar tekrar kirlenmek, yıkandıkça kirlenmek de güzel olmalıdır. Hangi mantık 'güzelin fazlası çirkindir' diyebilir? Kirlenmek güzelse ziyadesi de, ziyade güzel olur. Netekim 1980'de, kirlenmenin güzelliğini doruğa çıkardık.. Ama insanoğlu için güzellikte aşılamaz zirve yoktur. Hükümet uçağı ile dışarıya para kaçırmayı hem de demokratik idare görüntüsü altında becerecek kadar ileri düzeyde kirlenmenin güzelliğini de yaşadık..
 Bugün, dünyayı temizleyen (!) uluslararası devin reklam ilkesi olarak haykırdığı 'kirlenmek güzeldir' yargısından yakınanlara da itirazım var: Kapitalist uygarlığı bu slogandan daha iyi tanımlayacak bir ifade düşünülemez! Hep birlikte güzel güzel kirlenmeliyiz ki Efendi Sermaye bol bol karlansın! Bu böyle olmasaydı, kirlenme ülküsü bütün iktidarları bayrak yarışına sokmaz, gelen gideni aratmazdı. Kirlenmek güzeldir; ak ve pak karlar için.. Aksini iddia edenlerle, özellikle de kendilerini müstesna zannettirmeye çalışanlarla, Mahkeme-i Kübra duruşmalarında hesaplaşırız.
|