 |  |
Devletimiz yürüyor
Ömrümde bu kadar etkili bir 'etkinlik' ne gördüm ne de duydum. Bu haberi bize bağışlayan sevgili İzmirliler'e teşekkürü bir borç bilirim. Bir haber sitesinde okuduğum olayı sizlere aynen aktarıyorum: İzmir, Bornova'da düzenlenen ' Yaşam Boyu Sağlıklı Halk Yürüyüşü' ne, hiç kimse katılmadı. Beş kişilik Tertip Komitesi kendileri yürürken Herkes İçin Spor (HİS) Federasyonu İzmir İl Temsilcisi Musa Taş ile Gençlik Spor İl Müdürü Sabri Sadıklar birbirini suçladı. İzmir Gençlik Spor İl Müdürlüğü, Ege Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu ile Herkes İçin Spor Federasyonu'nun Bornova'da birlikte organize ettiği Yaşam Boyu Sağlıklı Halk Yürüyüşü fiyaskoyla sona erdi. Ege Üniversitesi Spor Salonu'nun önünden önceki gün saat 11.00'de startı verileceği duyurulan yürüyüş için ambulans bile getirilirken, etkinliğe 5 kişilik tertip komitesi üyeleri dışında kimsenin gelmemesi tertip komitesinde sinir diye bir şey bırakmadı. HİS Federasyonu İzmir İl Temsilcisi Musa Taş' ın başkanlığındaki beş kişilik komite, 20 dakika bekledikten sonra yürüyüşe geçti. Olaydan büyük üzüntü duyduklarını belirten HİS İl Temsilcisi Taş, "Bizim insanlarımız spor yerine yatmayı tercih ediyor. Yazışmalar yüzünden bir pankart bile yaptıramadık" şeklinde sitem etti. İzmir Gençlik Spor İl Müdürü Sabri Sadıklar ise, "Musa Taş'ı, bu göreve atayan kişi benim. Beyanat vermeye hakkı yok. Soruşturma açtırıp görevden almasını da bilirim'' dedi. 5 kişilik tertip komitesi, yürüyüşlerini sürdürürken, İzmir halkı bu adamlar niye yürüyor şeklinde seyretmekle yetindi. Böylece, halk için düzenlenmiş fakat tek kişinin bile katılmadığı etkinlik, rekorlar kitabına girmeye hak kazandı. İzmirliler'in güzel bir havada, mangal piknik yapmayı bırakıp, yürüyüşe katılacağını zanneden devlet görevlilerinin tecrübesizliği de tarihe geçmiş oldu.
 Kırmızı ekonomi Ekonomi muhabirimiz Hacer Gemici'nin, yemek şirketi Orbis'in genel müdürü Nejat Uzel ile yaptığı röportaj şahaneydi. Orbis, Halk bankasına yemek hizmeti veriyormuş. Sonra Ziraat Bankası'nın da yemek ihalesine girmişler. Görünüşe göre, 400 trilyonluk pazarda yüzde 10'luk bir pay kapmayı tasarlıyorlarmış, almayı da başarmışlar ihaleyi. Fakat 1 yıl sonra, 2 trilyon liranın battığını farketmişler. Nejat Uzel, açık sözlülükle anlatıyor: İhalede zarflar açıldıktan sonra, açık eksiltmeye geçildi. 30 bin kişiye yemek hizmeti vermek bizim için parlak bir işti. Bir anda gaza geldim. Yüzde 12.9'a kadar fiyatı kırdım. Öyle deyince de ihale bende kaldı. Meğer ihaleyi aldığım anda batmışım! Nejat bey, şakacı bir insan besbelli... İhale anında zaten herkes kıpkırmızıydı. Biz de öyleydik, diye konuşuyor. Bizim yerli işadamlarımızın eksiği bu işte. Onlar işlerin kapitalizmin kurallarına göre yürüdüğünü düşünüyorlar ama bizde işler Türk Kapitalizmi'ne göre yürüyor. Şirketine Einstein'ı bile genel müdür yapsan kurtulamazsın. Ya onu kandırırlar, ya da yerli Einstein kurnaz çıkar, sana pabucunu ters giydirir.
|