 |  |
Ukrayna ve uyarılar
Ukrayna'da muhalefetin lideri Viktor Yuşçenko, "Haydi çocuklar, ablukayı kaldırıyoruz" dedi ve 17 gündür başkent Kiev'de hayatı felç eden göstericiler Bağımsızlık Meydanı'nı terk ettiler. Amaçlarına ulaşmanın gönül rahatlığıyla. Ve seçimin yenileneceği 26 Aralık akşamı buluşmak üzere. Herhalde o buluşma, "zafer" kutlamaları için olacak: Yuşçenko'nun kazanacağından hiçbirinin kuşkusu yok. Zaten kazara sandıktan ters sonuç çıkarsa yine tanımayacaklar. Onlar için Yuşçenko'nun kazanması dışındaki tüm sonuçlar "hileli"; çünkü öyle yetiştirildiler. Ukrayna seçimlerinden 3 ay önce Batı basınında Kiev'de bir grup gençle yapılmış röportaj yayınlandı. Gençler seçime ve sonrasına hazırlandıklarını, bu amaçla Sırbistan'da Miloseviç'i deviren "Kmara" (yeter) ve Gürcistan'da Şevardnadze'nin sonunu getiren "Pora" (o da "yeter" demek) modeli örgütlendiklerini açıkladılar. Örgütün adını da verdiler: "Otpor", yani "direniş".
3 ay önce belliydi Amaçlarını Yuşçenko'nun kazanmasını sağlamak, bu sonuç olmazsa "Seçim hilelerini" protesto için halkı sokağa dökmek diye sıralayan gençler, hazırlıklarını da şöyle anlattılar: "Kalabalıkları yönlendirmeyi, kamu binalarını kuşatmayı, barikatlar kurmayı öğreniyoruz. Ayrıca AB ve ABD vakıflarının maddi desteğiyle, demokrasi ve seçmen hakları kursları düzenliyoruz." Sırp eğiticilerden biri de, seçimlerden 3 ay önce Ukrayna'daki durumu bakın nasıl değerlendiriyordu: "İki kampa ayrıldı. Batı bölgeleri Avrupa ve muhalefeti destekliyor, doğu ise Rusya ve iktidar adayını. Seçimin hileli geçeceğine kuşkumuz yok!" İşte bu "kesin inanç"la sonuçlar açıklanır açıklanmaz, düğmeye bastılar. Uçaklarla, otobüslerle on binlerce kişiyi Kiev'e taşıdılar. Bağımsızlık Meydanı'nda 24 saat yemek veren aşevleri kurdular, çadır, kışlık giysi ve kar ayakkabıları dağıttılar, jeneratörler, dev ekran plazma TV'ler getirdiler, kusursuz sağlık hizmeti sağladılar. Anlayın arkadaki maddi gücü. Ve onları harekete geçirmek için Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) görevlendirdiği 500 seçim gözlemcisinden birkaçının, "Sandığa hile karıştı" demesi yetti.
Ya bölünecek ya da... Şimdi Yuşçenko, yani muhalefet kazanırsa, Ukrayna'nın birliğini ve toprak bütünlüğünü ancak "federasyon"a dönüşerek koruyabileceğinden söz ediliyor. O olmazsa bölüneceği, batısının AB'ye üye yapılacağı, doğusunun ise Rusya'nın etki alanında kalacağı belirtiliyor. Moskova ise, AB ve ABD'yi "Seçim süreçlerini demokrasiyi güçlendirmek için değil, rejimi, hatta ülkenin yapısını değiştirmek için kullanmak"la suçluyor. Bütün bunları 3 önemli siyasinin demeçleri çağrıştırdı: Demirel durup dururken, "Türkiye, Yugoslavya olmamalı" dedi. Baykal, AB Komisyonu raporundaki "Gizli tuzaklar"dan söz etti. Bahçeli, "Türkiye'nin çiçek bahçesi, ayrık otları ekerek kurutulmamalı" diye konuştu. Ne dersiniz; AB sürecinde Ukrayna benzeri "deprem" risklerine karşı uyarı mı bunlar?
|