  |
|
Çin, AB'de Türkler'in rakibi
Çin, başta Türkler olmak üzere dünya tekstil üreticileri için korkulan bir rakip. Fiyatları ucuz. Kaliteyi her geçen gün artırıyor, işi öğreniyorlar. Çin'i göz ardı ederek, bırakın global pazarlarda yer almayı iç piyasada bile ayakta kalma şansınız yok. Ülkelerin Çin ürünlerine gözetim (kota v.s) uygulayarak uzun yıllar kendi pazarlarını koruması mümkün değil. 5 günlük Çin gezisi ve katıldığımız bölgenin en büyüğü kabul edilen "İntertextile Shangai" tekstil fuarı bu ülkede neler olup bittiğine ilişkin bazı bilgilere sahip olmamızı sağladı. Dış ticaret rakamları, 1.3 milyar nüfusu ve 1.5 trilyon dolar GSHM'si ile Çin'in neden piyasaları salladığını ispat ediyor. Türkiye'nin Şanghay Ticaret Ataşeliği'nin raporunda durum şöyle özetleniyor: "Ülkenin döviz rezervlerine ve ödemeler dengesine büyük katkısı olan tekstil ve konfeksiyon ürünleri dış ticaret fazlası, son 10 yıl içinde 23 milyar dolardan 65 milyar dolara yükseldi." İnanılmaz değil mi?
Nasıl başarıyorlar! Bu ülke, her 100 dolarlık ihracat karşılığında sadece 35 dolarlık bir ithalat yapıyor. İthalatın önemli bir bölümü de hammadde ve yatırım ekipmanları. Küçük bir örnek vereyim: Dünya tekstil makineleri yatırımlarında Çin'in payı; iplik eğirme makinelerinde yüzde 25, dokuma makinelerinde yüzde 71. Rakamlara göre, Çin her yıl tekstil ve konfeksiyon ihracatını bir önceki yıla göre yüzde 20'nin üzerinde yükseltiyor. AB pazarında en büyük rakipleri ise Türk tekstilciler. Tablo AB pazarında Çin'in ne denli zorlu rakip olduğunu gösteriyor. Pazar onların lehine büyüyor. Tartışmasız en önemli başarı kalemi firmaların bankalardan borçlanma maliyetinin yüzde 1.1 gibi çok düşük olması. İkinci faktör, elektrik gibi girdi maliyetlerinin devlet tarafından sübvanse edilmesi. Ayrıca Çin ticaret fazlası vermesine rağmen, kendi para birimini dolar karşısında güçsüz tutuyor. Bu yetmemiş gibi, resmi kurun dışında bir de farklı ihracat kuru uyguluyor. İç piyasada 1 dolar 8 Renminbi iken, ihracat dolarına 9 Renminbi ödüyorlar. Bunların üzerine ucuz işgücünü de ekleyin. Tekstil yatırımlarının yoğunlaştığı bölgelerde işçilik, arsa, su ve elektrik maliyetlerinin artmaya başlaması ve üretim kapasitelerinin (ucuz banka kredilerinin etkisiyle) şişmeye başlaması ise en önemli risk olarak görülüyor.
|