 |  |
  |
|
Küçük olsun, benim olsun partisi mi?
Birgün'ün haberine göre, 24 Ekim'de toplayacağı olağanüstü kurultayda partiyi feshederek CHP'ye katılma kararı alacak olan YTP Genel Başkanı İsmail Cem'e, CHP'de "Genel Başkanlık Başdanışmanı" gibi özel statüyle görev verilmesi beklenirken, Cem'e daha önce Kemal Derviş örneğinde olduğu gibi oda ve makam aracı da tahsis edilecekmiş. Bu haberler beni mutlu ediyor. İsmail Cem hem çok sevdiğim bir arkadaşım, hem de düşünce ve siyaset hayatımıza büyük katkılar yapmış seçkin bir aydın. Ancak bütün bunlar, Ertuğrul Günay'ın CHP'den ihraç edilmesini, Mustafa Sarıgül için kumpaslar kurulmasını mazur gösterebilir mi? İsmail Cem'in "Genel Başkan Başdanışmanı" olacağı bir partide, CHP'ye en yüksek oylu seçimi kazandıran Mustafa Sarıgül'ün veya kökten CHP'li Ertuğrul Günay'ın yabancı gibi görülmesi akıl işi midir? "Küçük olsun, benim olsun" politikası ile ne CHP, ne de Türk siyaseti bir yere gider. Deniz Baykal CHP'yi iktidara taşımak isteyenleri tasfiye etmek yerine, "DSP bile iktidar olur, ama Baykal yönetiminde CHP asla iktidar olamaz" saplantısını yok etmeye vermelidir kendisini. AK Parti'nin alternatifinin olmadığı bir ortam, Türk demokrasinin de sağlığının olmadığı anlamına gelir.
|