 |  |
Kadını ayıplamayın
Gündem yüklü. Türkiye ekonomisi yüzde 14 büyüme göstermiş. Fakat biz bunu tartışamıyoruz. Allah'tan Nuh deyip peygamber demeyen ekonomi yazarlarımız var, burunlarının dikine gidip, usanmadan bize vaziyeti aktarıyorlar da malumat sahibi oluyoruz. Onlar da yazmasa, memleketin nereye gittiğinden haberimiz olmayacak. GSMH'de yüzde 14 artış büyük rakam. Allah selamet versin Ecevit'in dahiyane yönetimi sayesinde dibe vurmuş, GSMH'yi 140 milyar dolarlara kadar düşürmüştük. Şimdi ise 250 milyar dolarları aşıyor. Boru değil!.. Fakat biz daha mühim konuların peşindeyiz. Zina olayını bir hükme bağlayamadan, bu defa da taciz olayı çıktı. Kadın haltercilerimiz meğer büyük sıkıntılar yaşıyorlarmış, yıllardır taciz altındalarmış, dayağın ve küfürün ise bini bi para... Bizde dayak bir yöntemdir. Hele spor yapanlar bunu çok daha iyi bilirler. Babacan antrenörler veya kaptanlar, sporcularına bir-iki yumruk veya tekme savurmadan başarının elde edilemeyeceğini çok iyi bilirler. Eli vurak olmayanlar bile sık sık gelirsem oyarım, şeklinde teşvik ederler sporcularını. Bizde böyledir teşvik anlayışı. Çünkü, Türk milleti değişik bir millettir birazcık okşanmadan gayrete gelmez. Bunu en iyi asker ocağına gidenler bilir. Asker milleti, komutanın olmadığı yerde yan gelip yatmayı, görevi savsaklamayı, arazi olmayı maharet sayar. Ne zaman ki, köşeden bir çavuşun silueti görünür, bizim asker bir anda aslan kesilir. Genelkurmay Başkanı falan gerekmez gayrete gelmesi için askerimizin... Bir çavuş bile yeter. Çünkü, çavuş koydu mu oturtturur! Bütün bu sebeplerle halter kamplarında, dayağı bir miktar anlarım. Dayak teşvik edicidir (!) Onuruna ve gururuna düşkün bir sporcu, antrenöründen sopa yememek için değil 150 kiloyu, 500 kiloyu bile kaldırır. Son tartışmalardan anlaşılıyor ki, bizim halterci kızların olimpik başarıları da buradan geliyormuş. Fakat tacizi anlamak güç. Bir kadını taciz etmenin, başarıya etkisi olmaz. Olsaydı, en baba tacizcileri antrenör yapmak gerekirdi. Halter milli takımımızda meydana çıkan taciz tartışmalarını skandal olarak nitelendirenler de var. Bu yanlış. Tabii ki taciz denilen ayıplı hareket, uğrayandan ziyade yapan için küçük düşürücüdür. Fakat bu tür tartışmaların çıkması, devlet kurumlarındaki feodal, baskıcı yapıların deşifre olması bakımından önem taşır. Tacize uğrayan kadınlar, genellikle utanç duydukları için, mahçup olmamak için susmayı tercih ederler. Bu anlamda, tacize uğradıklarını söyleyen kadınlara (eğer doğru konuştukları varsayılırsa) omuz vermek ve pisliklerin ortaya dökülmesi memleket için iyi bir şeydir. Zina meselesine gelince; bence bu tartışma çarşafa dolanmış görünüyor. AB üyeliği konusunda büyük performans gösteren AKP iktidarı, altın yumurtlayacak tavuğun üzerine bir çarşaf attı. Tavuk debelenmeye başladı. AB üyeliği için tam da müzakerelere başlama fırsatı doğmak üzereyken, bir zina yasası çıkartarak milleti daha fazla mutlu etmeyi düşünmek kimin alkına geldi, bilmiyoruz. Milletimizin, zina yasası çıktığında, sokaklara dökülüp mutluluktan şakır şakır göbek atacağını düşünmüş olsaydım, inanın bu projeyi desteklerdim. Fakat durum hiç de öyle görünmüyor. Durup dururken başlarını derde sokmak bizim hükümetlerimizin en belirgin alışkanlığı olsa gerek.
|