 |  |
Çarşafa dolanma hali
Reality Channel diye bir kanal var Digiturk'te. Adından anlaşılacağı üzere, kendi hayatları olmadığından başkalarının hayatını dikizlemekten heyecan duyanlar için tasarlanmış bir kanal. Araba altında kalan birinin görüntüsü, TIR'ın altında paramparça olan bir arabanın görüntüsü, sele kapılmış, canını kurtarmaya çalışanın görüntüsü... "Vah vah vah görüyor" musunların havada uçuşmasını sağlayan bir içerik. Hiç takılmam. Zapsal faaliyetlerde bulunurken yolumun üstüne çıkar, geçerim. Ancak geçen gece beni de gafil avladı. Cheaters, yani 'aldatanlar' adlı bir programa takılıverdim. Yine adından anlaşılacağı üzere aldatan ve aldatılan çiftleri kamera karşısına çıkaran bir program. Diyelim eşinizin sizi aldattığını düşünüyorsunuz. Hemen programın dedektiflik masasını arıyorsunuz ve gerçeğin ortaya çıkarılmasını istiyorsunuz. Sorunu kısa sürede sizin için çözüyorlar. Dedektifler bir suçüstü ortamına denk getirip aldatılanı oraya getiriyorlar. Bu bir otel odası olabiliyor, bir bar olabiliyor... Gerisi zaten dramatik bir yapının gerektirdiği tüm unsurları içerisinde barındıran muhteşem bir yapıt oluyor. İhanet, tutku, öfke, utanç, şok, intikam... Aldatan veya aldatılan birinin tüm reaksiyonlarını reality farkıyla izliyorsunuz. Ve inanın bana, hoş görüntüler değil. Ve cennet vatanda devlet yatak odamızdan çekilsin feryatları... Yazılanları çizilenleri okudum. Kafa karışıklığımı giderecek bir bakış açısına rastlayamadım doğrusu. Kimi, AB'ye ne diyeceğizden tutturmuş... Aldatılan biri için AB'ye ne diyeceğimizin yaşamsal bir değeri olmaz herhalde... Kimi, kadın hakları mücadelesine çevirmiş... Biraz bayat. Seksenlerin başında yaşıyoruz galiba... Kimi geri kafalılıkla suçlamış... Sorunu çözmüyor... Kimileri de savunuyor... Bu hiç çözmüyor... Peşinen söyleyeyim hapis cezası fikrine uzağım. Devletin yatak odalarımızda çarşaf değiştirme arzusuna daha da uzağım. Ama öte yandan aldatmayı sıradan insani bir hazzın karşılandığı eylem gibi gören zihniyete de uzağım. Sıradanlaştırdığınız zaman bir anda kendinizi Cheaters programının kahramanlarından biri olarak görürsünüz. Bir araştırmaya göre aldatılanların büyük çoğunluğu savaş sendromu dediğimiz travmanın aynısını yaşıyorlar. Yani yaşamları hiçbir zaman eskisi gibi olmuyor. Bu ülkede birine tokat attığınız zaman, hakaret ettiğiniz zaman cezalandırılıyorsunuz. Ama birine "arkadan vurduğunuz", hayatını alt üst ettiğiniz, onarılmaz hasarlar verdiğiniz zaman ne olacak? Cevap tabii ki AB'ye ne deriz değil. Sizi seven, güvenen birini aldatmak, şekli nasıl olursa olsun, çok büyük bir insanlık ayıbıdır. Karşılığı demir parmaklıklar mıdır peki? Tabii ki hayır. Ama AB'ye ne deriz feryadı atacak kadar pop bir mevzu da değil galiba...
|