  |
|
"Kadın daha fazla kadın.." diye yırtınan sesler..
1991 yazında Zehra Okçu arkadaşla ilişkilendim.. Kurduğum ilişki cinsel bir tercih sonucu gelişmedi.. Kişilik özelliği ve güzelliği beni derinden etkilemişti.. İlişkilenmemek için direndimse de, başarılı olamadım.. Aşk denilen olayı ilk kez yaşıyordum.. İlişkimi gizlemeyi ahlaki bulmadığımdan, açıkça sürdürdüm.. Geliştirdiğim ilişki her ikimize de pahalıya patladı.. Teşhir ve tecrit uygulamalarının yanı sıra, idam cezasını almamda da önemli bir etken oldu.. Bu ilişki nedeniyle yaşam bizler için zindana dönüştü.. Zehra arkadaşın 1997 yılının aralık ayında Gare dağında şehit düşmesinin ardından, tövbekar oldum.. 2003'ün mayıs ayına kadar bu tutumumu korudum.. Keve arkadaşı tanımam bu duruma son vermeme yol açtı.. Keve arkadaşa derin bir duyguyla bağlandım.. Örgüt bu ilişkimizi de bana karşı kullandı.." Bu sözlerin sahibi kim biliyor musunuz?. Bu sözlerin sahibi PKK'dan ayrılan, Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan.. Bu sözler bugün 30 yaşının altında olanlar için ne ifade ediyor?.. Ben söyleyeyim.. Hiçbir şey.. Ya 30 yaşını geçenler için ne ifade ediyor.. Çok, ama çok şey.. Siz bu sözleri PKK liderinin kardeşi Osman Öcalan'dan duyuyorsunuz, ama bu sözler Türkiye'de şu anda 30 yaşının üzerindeki iki kuşağın, gençliğini zindan eden, mahveden hayat felsefesinin anlatımıdır.. Ne diyor Osman Öcalan?.. "Zehra Okçu arkadaşla ilişkilendim.." Herhalde ilişkiye girdim demek istiyor, ilişkilendim diyerek.. Neyse konumuz o değil.. Devam ediyor: "Kurduğum ilişki cinsel bir tercih sonucu gelişmedi.. Kişilik özelliği ve güzelliği beni derinden etkilemişti.." Şimdi iyi bakın.. Kurduğu ilişki cinsel bir tercih sonucu gelişmemiş.. Hala ben, kötü bir şey yapmadım demeye getiriyor Osman Öcalan.. Yani hala, cinsel olarak karşı cinsi arzulamak ayıp ve günah.. Sadece aşık olmuş, ama o da örgüt içinde anlaşılmamış, aşkından dolayı izole edilmiş, teşhir edilmiş.. Örgüt içinde idama mahkum olmasının altında bu yatıyormuş.. Türkiye'de koskoca bir 68 kuşağı, hatta 78 kuşağı, "Karşı cinsi arzulamak ayıptır.. Onunla el ele dolaşmak, öpüşmek, sevişmek devrimciliğe, ülkücülüğe aykırıdır" şiarlarıyla, bütün bir gençliğini heba etmek zorunda kaldı.. Gençliğin en güzel yılları, karşı cinsi arzulamayı günah sayan, kabul edilmez bulan ideolojilerin esareti altında yitip gitti.. Bir kuşak gitti, iki kuşak gitti.. Daha cezaevlerine girmemişlerdi.. Daha idam sehpaları kurulmamıştı onlar için.. Onlar dışarıda özgürlüğü yaşarlarken de aşkı yaşayamamışlardı.. Bugün, tepe noktalarda, paranın ve lüksün konformizminde, "kadın, daha fazla kadın" diye yırtınan sesler, bir zamanlar kaybolmuş olan bir gençliğin dehlizlerinden gelen iniltiler midir acaba?.. Bilmem ki?.. Sen ne dersin Can Dündar?..
|