Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Faizler gerilerken mevduat niye artıyor?

Türkiye'de reel faizler gerilerken mevduat bankalarındaki tasarrufların toplam tutarı sürekli artıyor. Oysa reel yani enflasyondan arındırılmış faizler gerilerken özel tasarruf eğiliminin azalacağı genel düşüncesi yaygındır.
Yaygın kanının aksine, özel tasarrufların reel faizlere karşı elastikiyeti zayıftır. Çünkü insanlar sürekli gelirlerini harcarlar, beklenmeyen gelirlerini tasarruf ederler. Kriz dönemlerinde ise beklenmedik gelirlerini de harcarlar. Bu açıklamayı ünlü iktisatçı Milton Friedman yaptı. Ve 1970'li yıllara kadar iktisat teorisinde geçerli olan faiz oranlarıyla, tasarruflar arasındaki doğrusal ilişki inancını değiştirdi. Gelir, tüketim ve tasarruf arasındaki bağlantıların bu yeni açıklamasına "sürekli gelir hipotezi" adı veriliyor.
Gelelim Türkiye'de reel faizlerle toplam tasarruf miktarındaki gelişmelere... Türkiye'de son üç yılın reel faiz oranları ve mevduat bankalarındaki toplam mevduat tutarı incelendiğinde, eylül 2008'de reel faizler yüzde 6.82 düzeyindeyken toplam mevduat 361 milyar liraydı. Eylül 2010'da ise reel faizler yüzde 1.26 seviyesine gerilerken toplam mevduat 510 milyar liraya ulaştı. Bu rakamlar bize reel faizler ve tasarruf mevduatı arasında doğrusal bir ilişkinin olmadığını gösteriyor.
Peki bütün bunları niye anlattık? Dün Merkez Bankası ekim ayı enflasyon raporunu açıkladı. Merkez'e göre enflasyon maliye politikası tedbirlerine göre şekilleniyor. Merkez, para politikası stratejisini maliye politikası gelişmelerine göre yakından takip edeceğini belirtip, cari açığın getirdiği risklerin sınırlanması bakımından kamu tasarruflarının artırılmasını istiyor. Anlayacağınız Merkez kendisi hiçbir sorumluluk yüklenmeyip alınması gereken tüm önlemlerin Hazine'nin görevi olduğunu ileri sürüyor. Oysa enflasyon ve cari açık sorunu yüksek faiz-düşük kur politikasından kaynaklanıyor. Enflasyon hedefine ulaşmak için faizler yüksek tutularak hem talep sınırlandırılmaya hem de ithal ürünler ucuzlatılmaya çalışılıyor. Ama bu politika istenen sonucu vermiyor. Tam aksine enflasyon yükseliyor. Merkez, enflasyon hedefini yıl başında 2010 için yüzde 6.5 olarak belirlemişken, şimdi yüzde 7.5 olacağını tahmin ediyor. Bu gidişle bu hedefin tutması da pek mümkün görünmüyor.
Anlayacağınız, reel faizler ve tasarruflar arasında genel kanının aksine sıkı bir bağlantı yok. Merkez Bankası göreli olarak Türk parası faizleri, küresel faizlerden yüksek tutarak finansman maliyetlerini artırdığı için enflasyonu yükseltiyor. İhracatta rekabet gücünü azaltıyor. İthalatı çoğaltıyor. Cari açığı artırıyor. Böylece bol miktarda küresel sermayenin geldiği bu günlerde gereksiz yüksek faiz vererek haksız kazançlara yol açıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA