Sedat Doğan, bizim evdeki dost ve maç gurubunun en eski üyelerinden biriydi. En evvel gelirdi. Galatasaray kulübünün idarecilik yapacak kadar içinde olduğu için, tartışma açıldığında onu dikkatle dinlerdim. Çok ciddi durumlarda beni arar "Ağbi yarın öğleden sonranı bana ayır. Gelip sana bazı şeyleri anlatmam lazım" derdi. Öylesi..
Ne zaman benim Ada ile ilgili yazılarım başladı.. Kaçak inşaatçı ve işgalci Mehmet Koçaslan'a savaş açtım, Dursun Özbek'i sert eleştirmeye başladım, Sedat sırra kadem bastı.. Ne maçlara geliyor, ne telefon ediyordu. "Kankası" dediğim yakın arkadaşlarına sordum.. Onları da aramaz sormaz olmuş.. Bizim maç gurubunda kim varsa hepsi boykotlu..
Ben her defasında merakla bekliyorum.. Bir gün "Hıncal ağbi boşuna bekleme" dediler. "Sedat eski Sedat değil artık.." Sonra neler neler anlattılar.. İnanamadım.. Çünkü inanmak istemedim..
Sonra günü gününe "Kulüp Yönetimi/ Ada/ Sedat" haberleri gelmeye başladı..
Bir yazımda "Sedat" adı geçince, aylardır telefonumu unutmuş Sedat aradı. Açmadım.. Beni adı geçince, işi düşünce arayan biriyle işim olmaz..
Sonra geçen hafta okuduğunuz, kulüp kulislerinde herkesin birbirine fısıldadığı "Sedat/ Ada/ Dursun Özbek" yazısını "Dilerim bir açıklama yaparlar.. Dilerim beni hayatımın en mutlu mahcubiyetlerinden birine uğratırlar" diye biten yazımı kaleme aldım.
Dursun Özbek, tahmin ettiğim gibi sustu. Ama Sedat Galatasaray Üyeleri'nin mailing listesine tam da ondan beklediğim ifadelerle dolu bir yazı yollamış..
Okurlarım beni tanır.. Sedat'ı da tanısınlar istediğim için o yazıyı aynen sizlere sunuyorum.. Okuyun ve Ada'nın halini ve geleceğini iyi izleyin. Hele de Dursun Özbek nam Başkanı.. Yıkımdan bu yana "Ne olacak" diye merak eden camiaya tek kelime etmeyen adamı yani!..
Sizi Sedat'la baş başa bırakıyorum!.
***
Değerli Galatasaraylı dostlar,
Hıncal Uluç'un yazısında adım geçmiş. Hayal ürünü yazısını da okudum.
Durum şudur:
Adanın yıkılmaya başladığı haberi ile derhal Galatasaraylı refleksi ile adaya gittim. Adanın alındığı tarihten bu yana geçirdiği evreleri ve hukuki durumunu iyi incelemiş bir kişiyim. 2001 yılından bu yana çeşitli dönemlerde kulübün hukuk işleri ile uğraşmış olmam, ayrıca ikinci havuzun babamın yönetiminde olduğu dönemde yapılmış olması sebebiyle derin bilgiye sahibim. Adaya gittiğimde Başkanımız Dursun Özbek'in yanı sıra, as başkanı Eşref Alaçayır, yönetim kurulu üyemiz Ural Aküzüm, Genel Sekreterimiz Mustafa Turgun, Gayrimenkul sorumlumuz Akif bey ve ada müdürümüz Ercan beyin olduğu ortamda konuşmalar yapılmıştır. Bu konuşmalarda adanın eskiden kalan yerlerinin yıktırılmaması için neler yapılabileceği tartışılmıştır. Hangi bölüm hangi tarihte yapıldı, Boğaziçi imar kanunu kapsamında durumumuz, plan değişikliği ve iptaline kadar geçen süreç vs yönetimimize anlatıldı. Yıkım belli bir noktada durduktan sonra izin isteyip ayrıldım.
İki gün sonra yine sayın başkanın daveti üzerine stada gittim ve 1950'lerden bu yana yaşanmış hukuki süreci Eşref Alaçayır ve Can Topsakalın olduğu ortamda sayın başkana anlattım. Osmanlı'dan gelen tapular, 3. Kişilerin hak talebi davaları, 2000 öncesi imalatlar, Plan değişikliği süreci ve lehimize hususlar ve bu süreçteki imalatlar vs. ifade edilmiştir. Ayrıca bir takım kurumlar arası yazışmalardaki lehimize belgelerin eski dosyalardan çıkartılarak başkana iletilmesini sağladım. Diğer yandan Adamızı yeniden ihya etmek üzere yapılması gerekenler başkanla istişare edilmiştir.
Bu iki görüşmenin hiçbir anında Başkanımızla baş başa kalmadım.
Konuşmalarımızın tamamı şahitlidir. Yukarıdaki isimlerle merak edenler temas edebilir.
Ne sayın başkanın ne de benim ağzımdan müstecire geri teslim yönünde bir beyan çıkmadığı gibi tam tersine genel kurulun iradesinin nasıl tecelli ettirilebileceği tartışılmıştır.
Artık iyice yaşlanmış, Galatasaray her belaya uğramasında büyük zevk duyan eski moda gazeteci Hıncal Uluç un hangi kaynaklardan ne sebeple kaleme aldığını anlamadığım yazısına karşın yarın avukatlarıma bir tekzip yazısı yollatacağım.
Bilgilerinize sunarım.
Not: Hatice hanım;
Hıncal Uluç un yayınladığı yazıyı attığınız platformlara bu yazımı da yollamanızı bekliyorum.
Sedat Doğan
8204
***
Bak Sedat,
Artık dostlarım arasında değilsin ve de olamazsın da.. Çünkü içinin ne olduğunu herkese gösterecek kadar kustun.
Ama eğer Ada'yı Galatasaray'a geri kazandırırsan, kazandırılmasında zerre yardımın olursa, sana bu sütunlarda, okurlar önünde teşekkür ederim. Dedim ya, "En mutlu" mahcubiyetim olur.
Gözüm üzerinde.. İyi haber alan kaynaklarım var..
İlk yanlış adımında adını gene bu sütunlarda bulursun!.
Öyle "Tekzip, mekzip tehditleri" bana sökmez, en iyi sen bilirsin, yıllardır içimi dışımı iyi bildiğin için..