Güney Afrika Cumhuriyeti'nde bir eyalet vardır. Adı Gauteng!.
Yerel dilde "Altın Yeri" anlamına gelir.. Dünyaca ünlü Johannesburg kenti, bu eyalettedir.. İşte bu Johannesburg'un Hutton semtindeki bir benzinci, kendini, kentini ve eyaletini "Altın" yaptı.. Sıfır masraf, maliyetle.. Sadece biraz yaratıcı olarak..
Nasıl mı?.
Sayfamızdaki resme bakın..
Burada bir kara tahta üzerine tebeşirle yazılmış bir laf görüyorsunuz, ingilizce.. Tercüme edeyim..
"Bir tabancanız varsa, bir bankayı soyabilirsiniz. Ama bir bankanız varsa, herkesi soyabilirsiniz!." İşte bütün maliyet bu.. Bir kara tahta..
Bir tebeşir.. Ve o tahtaya o tebeşirle bir laf yazmaya yetecek bir kaç saniye.. O kadar..
Bu kara tahtadaki laf her gün değişiyor.
Her gün bir yenisi yazılıyor ve her gün insanlar, hele araç sahipleri benzin almak için mutlak oraya uğruyorlar..
"Acaba bugün ne yazmış" diye merak ettiklerinden..
Bazı araç sürücüleri "Bu benzinci bizim yolumuz üstünde değil. Ama yazılan laflar günümüzü renklendirdiği, aydınlattığı için yolumuzu değiştirip ordan benzin alıyoruz" diyorlar..
O lafları tahtaya yazan Alison Billett adlı bir kadın.
"Biz bu geleneği, benzinciyle birlikte devraldık. 20 yıldır da heyecanla sürdürüyoruz" diyor. "Ama bu 20 yılda beklemediğimiz gelişmeler oldu.
Bu kara tahta sadece dükkan değil, kentimiz ve eyaletimiz için bir dönüm noktası, kilometre taşına dönüştü. Hele şimdi sosyal medya da işin içine girince, öyle bir patlama oldu ki.. Her gün yığınla insan ya mesajla, ya da uğrayarak, o günkü kara tahta yazımızın kendilerine ne kadar faydalı olduğunu anlatıyor. Bu laflar hiç tanımadığımız insanların yaşamlarını etkiliyor.. Onları motive ediyor. Bazıları gelip, kara tahtada okudukları bir lafla hayatlarının nasıl değiştiğini anlatıyorlar."
Kara tahtada çeşit çeşit laf çıkıyor.
Kimi anlamlı, düşündürücü.. Kimi eğlenceli. Kimi ilham verici.. Kimi o gün, Alison'un yaşadığı bir şey.
Her biri, bir başka tip insana cazip geliyor.
Kara tahta yazıları defalarca gazete ve dergilerde yer aldı.
Dünyanın dört bir yanında radyo istasyonları o lafları günü gününe okur oldular.
Sosyal medya lafları retweet ederek dağıttı. Mesela "Niye sadece huzur içinde yatıyoruz?:
Niçin huzur içinde de yaşamıyoruz" lafı 250 bin defa retweetlendi.
Bir yaşam tarzı yazarı, bu benzinciyi ve laflarını kitap yaptı..
Kristof Kolomb'un yumurtasını bilirsiniz değil mi?.
Ben gene de anlatayım, bilmeyenler için..
İtalyan asıllı Kristof Kolomb, bir akşam vakti, İspanyollarla yemek yiyordu.
İspanyolların çoğu Kolomb'un şöhretini küçümsüyordu. Yemek arasında söz Amerika'nın keşfinden açılınca, içlerinden biri, yüksek sesle, "Oraları keşfetmek zor bir iş değildi" dedi.
Kolomb, bir şey demeden eline bir yumurta aldı ve masanın yanında oturanlara sordu..
"Hanginiz bu yumurtayı dik olarak dengede durdurabilir?" Herkes denedi, uğraştı, fakat hiçbiri başaramadı.
O zaman Kristof Kolomb yumurtayı aldı, ucunu tabağın kenarına hafifçe vurarak kırdı ve yassılaşan ucu tabağına diklemesine tuttu. Elini çektiği zaman yumurta dik vaziyette dengede kaldı.
İspanyollar bağırdılar..
"Bu zor bir şey değil ki! Hepimiz yaparız.." Kolomb güldü..
"'Doğru!. Zor şey değil. Zor olan, bunu düşünebilmektir!'
Güney Afrikalı bir benzinci, biraz düşünce, biraz yaratıcılıkla dükkanını dünyaya tanıttı. Gelirini katladı. Paralı ve şöhretli oldu.
Sermayesi tebeşir ve kara tahtaydı..
Ve de tabii düşünce..
Fark yaratma düşüncesi..
Başarının sırrı.. Genç meslektaşlarıma her fırsatta tekrar ettiğim başarı formülü..
"Fark yaratmak!." Yarın onlarca gazete çıkacağını, hemen hepsinin ayni haberi vereceğini bilerek fark yaratmak..
Hepsi ayni yakıtı satan milyonla benzinci gibi..