Hasan Bülent Kahraman hele son zamanlarda en saygı duyduğum, inandığım yorumcum. Çünkü keserini sadece bulunduğu tarafa yontanlardan şiddetle ayrılıyor.. Önce olayı geniş bilgisi ve küresel vizyonu ile analiz ediyor.. Sonra da çözüm kapısını aralıyor..
Hafta sonunda hızla gelişen Hollanda olaylarını da, en derin, en objektif o analiz etti "Avrupa'ya düşman gerek" başlığı altında..
Başlığı okuyunca, küçüklüğümde, mahallede oyun oynamak için takım alışırken söylediğimiz tekerlemeyi hatırladım..
"Bir iki üçler
Yaşasın Türkler!.
Dört, beş, altı..
Polonya battı..
Yedi sekiz dokuz,
Alman domuz!.
On, on bir, on iki,
Amerika tilki!.
On üç, on dört, on beş,
Ruslar kalleş!.
On altı, on yedi, on sekiz,
Ortada kaldı Portekiz!."
İkinci Dünya Savaşı yıllarını hatırlarsanız, bu tekerlemenin asla bir gırgır değil, o zamanki tarih ve uluslararası siyasetin yarattığı dünyanın bir özeti olduğunu sezebilirsiniz..
Bugün mahalle de yok, takım alışmaca da.. Böyle tekerlemeler bitti.
Ama Hasan Bülent'in başlığı ve final cümlesi, çocukluk tekerlemelerimi andıran bir özet!.
Neden düşman gerek, Avrupa'ya?.
Çünkü Avrupa çözülüyor. Brexit ve devam eden gelişmelere bakın..
Böyle zamanlarda en hızlı çözüm yolu bir ortak düşman yaratmaktır. O zaman aralarındaki sorunları unutur, ortak düşmana karşı birleşirler.
Hasan Bülent haklı.. Avrupa'nın ortak düşman yaratma çabası, halkın İslam Korkusu'ndan kaynaklanıyor.. İslamofobi, Avrupa'da aşırı sağcı, faşist partilerin bayrağı oldu. Bu partiler, hızla güçlenmeye başladılar. Avusturya'da hatta faşistler seçimi de kazandılar ama o zaman gerçekten güçlü Avrupa Birliği, onlara iktidarın verilmesini önledi, hatırlarsınız.
Ama şimdi durum değişik.. Tüm gayretlere rağmen, aşırı sağ, başta Fransa ve Hollanda güçlenmeye devam etti. Ülkelerde sol partiler oy kaybına başladı. Muhafazakâr iktidarlar kuruldu. Onlar da, aşırı sağa oy kaybetmemek için, faşist sloganlarını kullanır oldular. AB giderek göstermelik bir hal aldı..
Buna 2008 ekonomik krizi de eklenince, çözülme başladı. İçerde iktidarı ele geçirmenin, dışarda AB'yi ayakta tutabilmenin yolu, Avrupa insanına ortak bir düşman göstermekten geçiyordu..
İslam!.
IŞİD'in eylemleri onlara istedikleri kozu verdi. Suriyelilerin göçlerini de "Dehşet Havası" yaratarak eklediler..
Ortaya Hasan Bülent'in tarifi çıktı..
"Müslümanlar Avrupa'nın yeni Yahudileridir!."
Özellikle içerde seçime giden ülkelerde, İslam Korkusu ve İslam Düşmanlığı "Oy potansiyeli yaratmak" için kullanılmaya başlandı. En çok kullanan da yarın seçime gidecek Hollanda oldu.
Anketlerde aşırı sağla arasındaki puan farkı yüzde 1'e inen iktidar, onlardan da ötede resmen faşist eylem ve söylemlere başladı ve bildiğimiz olayları yaşadık.
Şimdi ne olacak?. Daha doğrusu biz ne yapmalıyız?.
Analizi çok doğru yapan Hasan Bülent "Bugün Avrupa İslam'la savaşmaktadır ve bu savaşın öznesi Türkiye'dir" diyor ve özneye tavsiyesini de iletiyor.
"Bütün bunlara bakınca, Türkiye'nin daha teenniyle hareket etmesi gerek denebilir..
Hasan Bülent, günümüz Türkçesinde artık kullanılmayan "Teenni" sözcüğünü de dikkatle seçmiş, bence..
Avrupa'yı birleştiren İslam Düşmanlığı karşısında yapılması gerekeni bir "Dini" sözcükle anlatmasının altını çizerek, "Dini Terimler Sözlüğü"nden "Teenni" maddesini okuyalım..
"İlerisini düşünerek acele etmeden yavaş ve ihtiyatlı hareket etme."
İşlerde acele etmemeli ve hemen karar vermemelidir. Acele ile verilen kararlara şeytan karışır. Hadîs-i şerîfte; "Acele şeytandandır. Teennî Rahmân'dandır" buyruldu. Nefsin istediği bir şey hâtırına gelince, şeytan; "Fırsatı kaçırma, hemen yap!" der. O da yapar. Allahü teâlâdan kalbe gelen ilhâma uyan kimse ise; "O şeyi yapmaktan Allah râzı olur mu?" der. Sevap mı, günâh mı olacağını düşünür. Günâh değil ise, yapar. Böylece teennî etmiş olur."
Ben de "Teenni" yanlısıyım..
Çünkü ben Hollanda ve Türkiye insanlarının arasında düşmanlık olduğuna asla inanmıyorum. Hollanda'da yaşayan dostlarım var. Yanlarında kaldığım oldu. Hollandalıların içinde yaşadım. Geçin nefreti, uzak durma bile sezmedim. Bizi hep kucakladılar. Çok iyi dostluklar kurduk..
Bizdeki Hollandalıları da biz sevdik, bağrımıza bastık..
Sneijder ve Lens'i düşünün..
Bizden biri gibi değiller mi?.
Esas olan ulusların ruhudur.
Aşırı eğilimler, düşman yaratmalarla oy toplamak isteyenlerin değil..
Türkiye, Avrupa'daki faşistlerin oyununa gelmemeli, bir kez daha tekrar ediyorum. İslam düşmanlığından medet umanlara İslam'ın istediği "Teenni" ile davranmalıdır..
İslam Düşmanlığına karşı, İslam'ın güzelliği ve yüceliği!.