"Baykuşlar bu akşam susarlar" demişti, maç gecesi, Florya'daki Hayalet'in Galatasaray'ın başına bela ettiği Levent (Sen kimsin) adlı zat, Bursaspor maçından sonra..
"Herkesi nasıl bilirsin" demiş eskiler.. Beynine bakılırsa, bizzat kendisi bir kuş türü de..
Galatasaray, Bursa önünde, 2016 yılının en güzel maçını oynadı.. Öyle oynadı ki, sadece eski hocası Hamzaoğlu'nun yönettiği Bursaspor'la birlikte, hakemi de yendi. Barış Şimşek nam zat Bursa'nın ofsayt golünü saydı. Ama yaptığı iki penaltıyı çalmadı, buna rağmen işi 3-1 bitirdi Galatasaray..
Sebep?. En iyi Hamzaoğlu anlamıştır sanırım..
Galatasaray'a iyi bir 11 yerleştirmiş ve takımı çok hızlı kanat akınlarıyla hücuma kaldırıp tutulmaz yapmıştı.
Sonra o takımı ve oyunu kendi bozdu. Galatasaray'ı bozdu ve yollandı.
Bursa maçında Galatasaray, Hamza'ya karşı, Hamza'nın futboluna döndü nihayet..
Alp Yalman'ın "Hayalet Yönetimi" Galatasaray'a en azından bir kadro istikrarı getirdi.
Fenerli medyanın bu istikrarı bozmak için tüm ısrarına rağmen, Galatasaray takımı bozacak rotasyonları yapmadı. Mesela Sabri'den vazgeçmedi. Mesela, yaptığı müthiş bireysel hatalar yüzünden her maçta rakibe tonla pozisyon veren, yenilen her golde mutlak payı olan Chedjau kadroya giremedi. Semih ve Serdar Aziz gibi iki milli stoperin kazanılmasında ısrar edildi.
Bursa maçında nihayet Yasin'in de kıymeti anlaşıldı.. Dahası Hamit'in 18'de olması gerektiği nihayet akıl edildi. Eden Riekerink değil tabii..
Dahası..
İşin arkasında kim var gerçekten bilmiyorum..
Ama Galatasaray ilk defa çok hırslı ve "İleri"ye oynadı. Riekerink Bey'in takımı moral olarak hazırladığını tahmin etmiyorum. Böyle bir gücü olsa, çokta yapardı. Onun işi kendini futbolculara sevdirmek. Böyle öğretmenler, öğrencilerinin oyuncağı olur sonunda.. Riekerink de öyleydi.
Oyuncular mı bir araya geldiler ve Hanya'nın, Konya'nın pahalı olduğunu anlayınca, bu kadar hırslı oynadılar acaba?.
Ama her neyse.. Oturmuş kadro, hırslı oyun ve Galatasaray'ı hep başarıya götüren hızlı kanat akınları bir araya gelince, Bursa, hakemi de arkasına almasına rağmen dayanamadı.
Galatasaray taraftarlarına fevkalade keyifli, lezzetli, bitmesini istemedikleri bir 90 dakika yaşattı. Güzellikler izletti.
Güzel goller attı..
Riekerink, muhtemelen yazılıp eline verilmiş kadroyu sahaya çıkardı. Ve de kenarda bizim gibi seyretti. Oyunu okusa, sahanın en koşan, sahanın her yerinde görünen, sayısız ikili mücadeleye giren adamı Sneijder'in 60'ıncı dakikalarda yorulduğunu anlar, Hamit ya da Josue'yi o dakikalarda oyuna sokardı. Gene çok koşan ve yorulan Podolski de, daha önce yerini Eren'e bırakırdı. Galatasaray "Takım oyunu" oynayınca, bireysel futbolu sırıtan ve sahanın en kötüsü durumuna düşen Bruma, hatta ikinci yarıya çıkmazdı.