"Kötü"lere itirazınız olduğunu sanmıyorum. Peki sonuç neden iyi derseniz?. O oyunla fark yiyebilirdik Hırvatlar'dan.. Direkler önledi.. Volkan Babacan önledi.. Adamların bitirişteki beceriksizlikleri önledi ve 1-0' la kurtulduk.
Peki 1-0 niye iyi sonuç?.
Altı gurup var.. Dört tanesinin üçüncüleri de guruplardan çıkacak. İki üçüncü elenecek sadece.. O zaman averaj önem kazanıyor.. O zaman beş yiyebileceğimiz maçtan tek farklı yenilgi ile çıkmak, "İyi" oluyor..

*** Şöyle de diyebilirdim başlıkta..
"Ozan inadının ilk taksitini ödedik.."
Fatih Terim'in sırf Ozan'ı, tüm sene kenarda bekleyip şişmanlayan Ozan'ı ille de oynatmak için takımla oynadığını hep yazdım.. Hazırlık maçlarının hepsinin ardından altını çizdim.. "Ozan'a orta sahada yer açmak için, Avrupa'nın en iyi ön liberolarından birini ziyan edip, kötü bir stoper kazanma peşindeyiz" diye.. Sonunda kadroya bile alınmayan Gökhan Töre yüzünden Ömer Toprak gibi bir stoperi çağırmamanın, Yalçın'ı hiç düşünmemenin ardında da ayni sebep mi var acaba?. Elde Ömer/ Hakan tandemi varken Topal oraya çekilemez. Topal geriye çekilmeyince de ön liberoda rakipsiz. O zaman hadi Ozan'a yer bulun bakalım..
Tüm hazırlık maçlarında tüm rakipler orta sahamızı güle oynaya geçtiler.. Hırvatlar da öyle geçti.. Niye geçmesin ki?.
Ozan sahada yok.. Oğuzhan, Hakan Çalhanoğlu etkisiz, sadece ilerde varlar.. Arda ve Selçuk kalitelerinin onda birini oynamıyorlar. Topu kapıp hızlı çıkan rakip, anında kendisini 18'imiz üzerinde buluyor. Bütün iş geri dörtlüye ve kaleciye düşüyor. Ama geri dörtlü de sağlam değil. Oranın adamı olmayan Topal, uzun süredir oynamayan Gökhan ve Caner..
"İlk yarı iyiydik" dedi, Terim..
Ne iyisi Hocam?. Farklı maçlar izledik galiba.. Bu yarıda topun oyunda kaldığı süre, 22 dakika falan. Adamların sağdan soldan yaptıkları orta 20.. Yani dakikada bir orta yapmış adamlar.. Biz tek orta yapabilirken. O topu da Gökhan adrese teslim gönderdi ama, adreste takımın en kötüsü, topa gözlerini yumarak bek gibi yükselen Ozan vardı.
Peki hücum?.
Hakan Çalhanoğlu biraz göründü o kadar.. Topu her defasında ayağında ikileten, kendi etrafında bir tur atmadan ayağından çıkarmayan, onda da genelde yana ve geriye oynayan Selçuk kafası orda olunca ve kanatlarda tek kanat adamı olmayınca, zavallı Cenk 45 dakika hiç gelmeyecek topları bekledi..
Hızlı çıkmayı bilmeyince, çıkamıyorsun. Çünkü bu Avrupa Şampiyonasında kalite yok, yıldız yok, ama "Hız" var.. Bir an bekledin mi, rakip savunma 10 kişi oluveriyor..
Kanat adamsız oyuna başlamak iki yönlü intihar.. Adamların bekleri forvet gibi oynadılar, karşılarında kimse olmayınca. 22 dakikada 20 ortanın sorumlusu bizim bekler değil, o dünya durgunu orta saha adamlarını yan yana doldurmak için, kanatlardaki hızlı adamlardan vaz geçen dizilişimiz..
Önlerindeki kanat adamları ile ikili oynayarak harika akınlar yapabilen Gökhan ve Caner, kenarlarda yalnız kalınca, o beklenen hücumları da yapamadılar. Yanlış takım, hem savunmayı zayıflattı, hem hücumu öldürdü yani..
İkinci yarıda o "Üretmeyen orta sahada" değişiklik elzemdi. Fatih Hocam da yaptı. Oğuzhan'ın da, Arda'nın da çıkmaları doğruydu, eğer onlardan çok daha evvel çıkması gereken Ozan hala sahada kalmasaydı..
Şimdi Hocama bir soru.. Takım 1-0 mağlup.. Top falan da oynamıyor. Yani açıkça belli.. Gol gelirse, bireysel bir hünerden gelecek..
Arda, Oğuzhan, Ozan üçlüsünü bir sıraya koysana "Bireysel Hüner/ Bireysel beklenti" açısından hocam.. *** Bu takım İspanya'dan puan alır mı, cuma günü?. Hatta yener de?. Tarihin en düşük düzeydeki Avrupa Şampiyonası oynanıyor. Bugüne dek aklınızda kalan bir Yıldız oyuncu var mı?. Ya da "İşte bunlar futbol oynuyor" dediğiniz takım?. Gollerin çoğu duran toplardan.. Niye?.
Yani 24 takım arasında fark, kıl payı.. Her takım her takımı yenebilir. Hiçbir maçın peşin favorisi yok..
Fatih Hocam "Bu maçtan gereken dersleri aldık" dedi, maçtan sonra..
Aldığına inanıyorum. Bu ülkede futbolu bilen en iyi iki adamdan biri, sonunda. Dünya çapında hoca..
Ders aldıysa, İspanya korksun bizden!.
Aldıysa?.