Haber nedir?.
İnsanların merak ettikleri şey..
Haberci nedir?.
İnsanların merak ettikleri şeyi, bulup çıkaran insan..
O zaman Haberci'nin birinci vasfı ne olmalıdır?.
Merak etmek..
Neden?.
Çünkü kendisi merak etmeyen, başkalarının neyi merak ettiklerini bilmez. O zaman da doğru dürüst haberi yapamaz. Elindeki, önündeki haberi bile piç eder..
İşte, bu ülkenin haber televizyonlarının geçen hafta sonu yaptıkları aynen buydu.
24- 25 Nisan günleri, Türkiye'de ve dünyada bizi çok yakından ilgilendiren şeyler yaşandı.
Türkiye Çanakkale Savaşlarının Yüzüncü yılını, Ermenistan, 1915 Olaylarının gene Yüzüncü yılını, Uluslararası organizasyonlarla andılar.
Her iki anma da, Türkiye'de yaşayan herkesi çok yakından ilgilendiriyordu.
Canlı yayın yapanlar dahil, haber televizyonlarımızın hemen hepsi, iflas ettiler..
Ne doğru dürüst gösterebildiler.. Ne adam gibi karşılaştırıp, analiz edebildiler.. Dahası saçmaladılar..
Türkiye'deki anma törenleri fevkalade görkemliydi. Başta Birleşik Krallık Veliahtı, Galler Prensi Charles gelmişti. Ülkesini ve kraliçeyi temsilen.
Birleşik Krallık Çanakkale'ye saldıran ülkeydi, 100 yıl evvel.. Sömürgeleri Avustralya, Yeni Zelanda başta Gurkalar dahil sömürgelerinden de topladığı müthiş orduyla..
Charles'ın burada olması, o bakımdan önemliydi. Öbür bakımdan da.. Ayni gün Ermenistan, Erivan'da, Ermeni diasporasıyla birlikte 1915'i gene Uluslararası bir törenle anıyordu. Onlar da dünya liderlerini davet etmişlerdi.
Şimdi siz, bu ülkede yaşayan birisi olarak neyi merak edersiniz?.
Prens Charles, onun yaptıkları ve söyledikleri.. 1915'in 100'üncü yılında ülkemize gelen liderlerle, Ermenistan'a giden liderlerin karşılaştırılması ve ne anlama geldiğinin yorumlanması..
Çanakkale'de İngiliz ve Yeni Zelanda anıtları önünde onların yaptığı, benim asıl merak ettiğim görkemli törenler.. 25 Nisan sabahı güneş doğarken yapılan Şafak Ayinleri ve tarihte ilk defa 24 saat açık kalan Anıt Kabir'de olanları anlatan çekimler..
Hayır.. Bunların hiçbiri doğru dürüst yayınlanmadı bile.. Geveze bir sunucu, Prens Charles ve Prens Harry ile konukları saygı duruşundayken, nakletmekle görevli olduğu canlı yayını bırakmış, Kirtetepe savaşlarını anlatıyordu. İngiliz anıtındaki saygı duruşu sonunda top atışları duyuldu. Sunan "Bu atışların Britanya Donanması adına buraya gelen gemilerden yapıldığını sanıyoruz" dedi. Haber TV'sinin canlı yayın sunucusu "Sanıyormuş.." Oysa, o atışın yapıldığı geminin adı, her İngiliz gemicisinin beresinde yazıyordu ve Prens Charles o gemide kalıyordu.
Benim asıl merak ettiğim Prens Charles ve Prens Harry'nin konuşmalarının tümü anında tercümesi yapılmadı. Konuşmalar adam gibi verilmedi bile..
Hiç ama hiçbir televizyon, Çanakkale'yi her yıl uluslararası bir olay haline getiren, Şafak Ayini'ni yayınlamadı. Hiç değilse, yarım saat, 45 dakikalık bir film yapabilir ve o çok önemli, çok anlamlı, çok güzel ayini 100. Yıl'da asıl sunabilirlerdi. Yapmadılar.
Anıt Kabir, muhteşem, unutulmaz bir gece yaşadı. Sabaha karşı oradaki binlerce insana, Çanakkale'deki Mehmetçiğin tek yemeği kırık buğday çorbası dağıtıldı. Ne harika görüntüler çıkabilirdi o geceden.. Nasıl harika duygular yaratılabilirdi. Ama Haber TV'leri o geceyi uyku ile geçirdiler. Ertesi gün de iki dakikalık haber filmi yaptılar lütfen..
Haber TV'leri 24 ve 25 Nisanı, ne ulusal, ne uluslararası anlamda, anlatamadılar. Beceremediler, yüzlerine, gözlerine bulaştırdılar.
Gelen yabancı liderlerle doğru dürüst tek söyleşi yapamadılar, konuşamadılar. Konuşturamadılar.
Dahası.. Çanakkale'de Osmanlı Ordusu içinde savaşan Ermeni vatandaşlarımız da vardı.
Yıllar önce Gelibolu'da dolaşırken, gayri müslim mezar taşları da görmüştüm.
Soruşturduğumda, cephede yaşamını yitiren 3 bine yakın gayri müslim olduğu ortaya çıktı.
Çanakkale 100. Yıl Törenlerini ve 1915'le çakışmasını aylar öncesinden bilen bir haber televizyonu, o mezarları da araştırmaz, o insanların yakınlarını soruşturmaz, yani bir nebze gazetecilik yapmaz, yapamaz mıydı?.
Şişirmecilik, baştan savmacılık ve "Ben yaptım oldu"culuk tavan yaptı 24-25 Nisan'da..
Büyük bir fırsat kaçırıldı.
Yazık oldu..