Tudor, Karabükspor'un başındayken, transfer edilmesini etik bulmadığımı söylemiş, bu durumu eleştirmiştim. Galatasaray'da göreve başladıktan sonra da daha ilk maçından itibaren Tudor'u teknik açıdan eleştirdim.
Ana neden; harakiri gibi gördüğüm üçlü defans uygulamasıydı. Buna rağmen bu sezon, Tudor ile devam edilmesini destekledim.
Sebebi şuydu: "Eğer yönetim olarak yeni bir yapılanmaya karar vermişseniz ve de inanıp sezonun ikinci yarısı başladıktan sonra bir teknik direktörü takımından koparıp, almışsanız onunla yola devam edeceksiniz." Sneijder; tartışmasız büyük bir yıldız, taraftarın da gözbebeğiydi. Yolların ayrılması kararını veren yönetim kurulu... Ama taraftarın büyük bölümü bu ayrılığın baş aktörü olarak Tudor'u gördü ve ona tavır aldı. Sneijder ile ayrılık görüşmeleri, Östersunds maçının arifesine denk gelince, medyada ve taraftarlarda gerilim tavan yaptı. Östersunds maçları öncesi Tudor'u eleştirdim. İsveç deplasmanı öncesi bu konu üzerine köşemde şunu yazdım:
"Takımda son iki senede belli bir saha içi düzeni ve kadro istikrarı sağlanamadı.
Yeni transferler geldi, sezon başında hazırlık kampından sonra kısa sürede maç oynamak çok zordur. Hele sisteminiz oturmamışsa...
Östersunds kesinlikle Galatasaray'ın ayarında bir takım değil. Ama bu maç çok tehlikeli, Tudor'un dersini iyi çalışması lazım." 2-0 kaybedilen ilk maçtaki skordan sonra tur şansının az olduğunu vurguladım. "G.Saray elenirse baskılar üst düzeye çıkar, yönetim de Tudor ile yolları ayırabilir" dedim. G.Saray elenince tansiyon üst düzeye çıktı. Ama yönetim, "Tudor'la devam" dedi. Bana göre de doğru karardı. Madem yeni bir yapılanmaya Tudor ile birlikte gitmeye karar vermişsin, o zaman başka bir mecraya yelken açmak, macera olurdu. Bu arada medyada ve taraftarlar arasında Lucescu iddiaları gündeme geldi.
Lucescu en takdir ettiğim teknik adamlardan bir tanesi. Ancak uzun zaman önce bir ayrılık yaşanmış.
Lucescu, Beşiktaş döneminde ilk şampiyonluktan sonraki yıl, 8 puanlık avantaj kaybedilince medyada arka arkaya hoş olmayan beyanatlar vermiş ve imajını zedelemişti. Yaşı da bir hayli ilerlemiş olan Lucescu'yu şu aşamada göreve getirmeyi düşünmek, çok büyük yanlış olur.

ARDA İÇİN KİRALAMA FORMÜLÜ
Gelelim Sneijder olayına... Ayrılığa başka çerçeveden bakmak istiyorum. Sneijder, büyük bir futbolcu. Ancak son iki senede Galatasaray, ligi 6. ve 4. sırada bitirdi. Kadroya bakıyoruz;
Sneijder, önemli bir yıldız Podolski, dünya çapında bir kaleci Muslera ve de genç yıldız adayı Bruma (Leipzig'in Bruma'ya verdiği bonservis de oyuncunun değerini anlatıyor)...
Buradan ne çıkıyor, futbol bir takım oyunu ve de kesinlikle yalnız futbolcuya endeksli bir oyun değil. Bugün dünyadaki transfer politikasında çok büyük yıldız futbolcu da olsan son senelerdeki fizik, form durumu ve yaşına bakılıyor.
Sneijder'e şu an bir talip yok. Persie'nin adı Feyenoord'la geçiyor... Geçen sene şampiyon olan Feyenoord en iyi iki oyuncusundan biri olan Elia'yı Başakşehir'e kaptırdı. Mümkün mü son üç senedir büyük düşüş içinde olan Persie'ye 5 milyon Euro yıllık ücret ödesin?
Galatasaray, Sevilla'dan iyi bir sağ bek aldı. Feghouli bitti gibi... Bir de ön libero için Fernando'nun ismi gündemde. Eğer bunların ikisi de kadroya katılırsa zirve yarışının sonuna kadar içinde olur. Bir de Osmanlıspor'dan Ndiaye üzerinden çalışılıyor. O da Belhanda'ya iyi bir alternatif olur. Bir önemli gelişme de kiralama formülü ile Arda Turan kadroya katılmak isteniyormuş. Tabii ki Arda transferi gerçekleşirse ne olur diye görüşümü soracak olanlar vardır. Arda acaba bir dünya devinden kendini kanıtlamadan Galatasaray'a dönmeyi kabul eder mi! Bu bana göre soru işareti.
Bekleyelim, görelim...

Madem yeni bir yapılanmaya İgor Tudor ile birlikte girmişsin, o zaman başka bir mecraya yelken açmak, macera olurdu.