Beşiktaş bu kadar futbolcu sakatlığına rağmen, bu kadar eksi faktörlere rağmen çıkıyor sahaya çatır çatır mücadele ediyor. Yahu arkadaş adamın zaten futbolcuları sakatlanmış, eksik çıkmış sahaya. Bir de üstüne Tosic maç içinde sakatlanıyor. Böyle olduğu halde Beşiktaş, Napoli gibi bir takımla kafa kafaya mücadele ediyor.
Yalnız şunu unutmayın; Beşiktaş'ın kalecisi iyi bir kaleci. Defans oyuncularına da güven veriyor. Rakip hücumcuları da rahatsız ediyor. Biraz da futbol ukalası olmasa 'on numara' diyeceğim.
Şenol Güneş'in yerinde olmak istemezdim. Şampiyonlar Ligi'nde oynuyorsunuz, en etkili futbolcularınız leblebi gibi sakatlanıyorlar. Maç başlıyor, bu sefer en iyi oyuncun sakatlanıyor. Güneş'in teknik adamlığına ve görüşlerine şapka çıkarmak lazım. Hata yapmıyor mu? Yapıyor. Ama eğer özellikle Şampiyonlar Ligi'nde bu kadar zorluğa ve aksiliğe rağmen, böyle bir takımı oynatabiliyorsanız buna teknik adam becerisi denir.
Beşiktaş, gruptan çıkar mı, çıkmaz mı beni hiç ilgilendirmiyor. Beşiktaş, rakipleriyle adam gibi oynuyor mu, mücadele ediyor mu? Beni o ilgilendiriyor.
Beşiktaş'a teşekkür ediyorum.
Bakınız! Mark Clattenburg, dünyanın 1 numaralı hakemi. Dünkü maçı alalım oynatalım, bir de buna benzer pozisyonların olduğu bir Süper Lig maçını oynatalım. Kaç düdük daha fazla çalınırdı? Niye dün gece kimse taklalar attıktan sonra zınk diye kalkıp itiraz edemedi. Çünkü itiraz ederlerse sarıyı gözlerinin üzerine yiyecekler. Adam da orkestra şefi gibi maç yönetti.
Haaaa adam Beşiktaş'ın lehine bir penaltı verdi. Peki bu penaltının daha da barizi size başka şeyleri hatırlattı mı? Konya- Fenerbahçe maçı... Hakemi kimdi? Bülent Yıldırım. Peki ikisi de çok net pozisyon penaltı. Yoruma açık değil. Biri çaldı, biri üfleyemedi.
Acaba neden? İşte Avrupa ile bizim aramızdaki fark bu. Bizim eyyamcı hakemlerimiz Türkiye'de maçları 'eyyam eyyam' idare ettikleri için Avrupa'da bizim takımlarımız zorlanıyorlar.