Fair-play ruhu diye bir kavram yoktu dün gece.. İki takım futbolcuları da birbirine her türlü sertliği ve kabalığı gösterdi. Maça değil resmen kavga etmeye çıkmışlar...
Sanki ligin son haftasında puanları aynı, şampiyonun belirleneceği bir maçtı. Hakaretler, tekmeler havada uçuştu.. Oysa birkaç gün önce Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, "Kimse için ölüm kalım maçı değil. Normal bir derbi maçı" diyordu. Mücadeleyi iki takımın oyuncuları da ölüm kalım maçına çevirdi... Oyuncuların kötü niyetleri ve baskı artınca, hakem Ali Palabıyık da raydan çıktı.
Çaldığı, çalmadığı düdüklerle dünkü ateşi adeta körükledi...
Özellikle Beşiktaş çok gergindi.
Şenol Güneş, Kadıköy'deki bütün maçlarda asabi.. Neden? Şenol Güneş'in sakin olması lazımdı..
Çünkü bu takımın lideri, yönetmeni o.. Şenol hoca da tribüne gidince, Beşiktaş sahada kendini kaybetti.. Quaresma'nın iki dakikada atılması sürpriz değildi.
Takım sorumluluğu almayan, zaman zaman çocukça hareketler yapan kontrolsüz bir yıldız işte... Zaten böyle arızaları, defoları olmasa Cristiano Ronaldo'nun, "Benden daha yetenekli" dediği Quaresma, şu anda Real Madrid veya Barcelona'da top koşturuyor olurdu.
Derbiye daha iyi hazırlanan Fenerbahçe, alan savunmasıyla Kartal'ın silahlarını kilitlerken, taktik gereği de rakibini iyi sinirlendi ve hedefine ulaştı. Üç puanı çok istediler ve aldılar. Maça gergin başlayan Beşiktaş, Quaresma'nın da yardımıyla bu tuzağa kolay düştü. Sadece 3 puan kaybetmedi Kartal... Şampiyonlar Ligi'nde salı gecesi İstanbul'da oynayacağı Leipzig maçı için moral olarak ağır yara alırken, ligde de haftaya Trabzonspor maçına birçok eksikle çıkmak zorunda kalacak.
F.Bahçe'yi tebrik ederim.
"Şenol Güneş'in sakin olması lazımdı.. Çünkü bu takımın lideri, yönetmeni o.."