Gençlerbirliği devre arasında en çok kan kaybeden Süper Lig takımı oldu desek herhalde yanlış olmaz. Takımın kaptanı ve en önemli savunma oyuncusu Ahmet Çalık'ı Galatasaray'a verdiler. Takımın yaratıcı gücü İrfan Can Kahveci, Başakşehir'e giderken, takımın en güvenilir gol ayağı Bogdan Stancu da Bursa'nın yolunu tuttu. Buna rağmen teknik direktör Ümit Özat takımını ayakta tutmaya çalıştı.
Özellikle ilk devre üçlü savunma ve yine defansif görevleri ön planda iki kanat oyuncusuyla maçı adeta kilitlediler. Trabzonspor pozisyon üretmekte çok zorlandı. Ersun Yanal doğal olarak son 3 ayın flaş ekibinde fazla oynama yapmadı. İleri uçta Rodallega'nın arkasında N'Doye, Yusuf ve Olcay'la yakalayacağı pozisyonlara güvendi ama bu dörtlü içinde gününde olan neredeyse yoktu. Olcay en az 5 tane kritik pozisyonda doğru vuruşu ya da pası yapamadı. Yusuf da istediği şut açılarını bulmakta zorlanınca iş N'Doye ile Rodallega'nın geniş alanda yakalayacağı fırsatlara kaldı. Gençlerbirliği de çok iyi alan kapatınca, Trabzonspor maçın büyük bölümünü pozisyonsuz geçirdi. Dolayısıyla 0-0, Ümit Özat ve talebeleri için bir başarıydı. Bu tarz maçlar her takımın başına gelebilir, önemli olan kısır maçları çözecek golü atabilmek ve suyun yönünü değiştirebilmek…
Bu noktada özellikle Olcay'ın kötü bir gün geçiriyor oluşu Trabzonspor'u çok etkiledi. Kulübeden gelen ve Okay'ın sakatlığı sonrası oyuna giren Castillo'nun da yetersiz kaldığını söyleyelim.
İLK DEVRENİN BEDELİ
Trabzonspor'un bu kadar harika bir dönem geçirirken, hala hedeflediği nokta için rahat olmaması ilk devrenin bedeli… Normal şartlarda son 13 maçının 9'unu kazanan, tek yenilgisini ise 3 gol atıp lig liderine karşı alan bir takımın lig ikincisi olmasını beklersiniz. Trabzonspor için ise Avrupa'yı garantileyecek ilk 4 hedefi için bile rakiplerden gelecek sonuçlar gerekli.