Yazımı yazmadan önce SABAH Spor servisinden Taner Karaman ile görüşürken, ilginç bir istatistik verdi. Maç boyunca Fenerbahçe 497 isabetli pas, Vardar ise 69 isabetli pas yapmış. Ne kadar pas yaparsan yap, maç da kaybedebiliyorsun, hatta 2-0 gibi net skorla!.. Aynı zamanda ne kadar az pas yaparsan yap, zaman zaman da net skorla kazanılabiliyor.
Öncelikle şunu söyleyeyim: Futbolda kesin tahminler doğru değildir, bu oyun her skora açıktır. Ama Fenerbahçe Avrupa Ligi'nde gruplara kalacaktır. Belki de bu yıl kimseye atmadığı kadar Vardar'a atar önümüzdeki hafta ve gruplara kalır. Fenerbahçe de müthiş performans gösterir ve rakibini paramparça edebilir.
Beni umut tacirliği yapıyor gibi düşünmeyin.
Fenerbahçe'nin haftaya rövanşta çok farklı kazanması hüner değil, bugün kaybettiği maç hünerdir. Ben Avrupa kupalarında çok maç oynadım ve izledim. Her takıma inancım vardır ama uzun zamandır Vardar gibi zayıfını görmedim. Bu yüzden "Fenerbahçe gruplara kalır" diyorum.
Dört stoperden, üç stopere döndüler. Mehmet Topal, Skrtel ve Ozan Tufan'ı da stoper diyelim. Hasan Ali, ikinci yarıda, Şener ilk yarıda ataktaydı ama diğer yarılarda yoktular.
Problem çözecek tek adam vardı, Göztepe maçında olduğu gibi Valbuena..
Hani mahallede çocuklar ister ya, "Topu bana verin oynayayım" diye, o da zorladı… Ne yapsın…. Belki de Fenerbahçe'nin duran toplar ve ceza sahası dışından şutlar dışında oyuncusu ve oyun planı yoktu. Fenerbahçe için iki önemli şey var: Bir; Valbuena'ya bir şey olmasın, iki Giuliano yoktan var eden oyuncu çıksın.
F.Bahçe'nin artık zamana değil, birinci ve ikinci bölgeden sağlıklı ama hızlı şekilde, daha önemlisi topu üçüncü bölgeye götürecek oyuncuya ve oyuna ihtiyacı var. Yoksa sıradan bir takım dahi;
Fenerbahçe'nin fazla problem çözücüsü olmadığı için çok rahat önem alabiliyor.