Beşiktaş 10 gün içinde 4 tane enteresan maç oynadı... Önce Avrupa Ligi'nde Olympiakos ile deplasmanda karşılaştı. Çok koşması gereken bir maçtı. Geldi ve Kayseri ile öyle bir karşılaşma oynadı ki 2-2'yi yakalamak için büyük bir efor harcadı. Hatta 3'ü bulacağım diye müthiş yoruldu ve bitiş düdüğü ile tüm futbolcular sahada olduğu yere oturdu kaldı. Sonra 1-1'in rövanşında Olympiakos'u ağırladı. Ve geldi Antalya'ya...
Fiziksel olarak yorgunsun, bir de iklim değişiyor. Üstüne 10 kişi kalıyorsun.
Başakşehir'in bir puan almasından sonra Şenol Güneş, kadroda rotasyon yapabilirdi. Milli ara en çok Beşiktaş'a yarayacak, çünkü gerçekten molaya ihtiyaçları var.
Beşiktaş, dün 2-0 yenilse bile oyuncuları farklı bir yere koyabiliriz. Çünkü futbol insanla oynanıyor. Bu oyuncular, müthiş efor harcadı.
Beşiktaş, deplasmanda belki de ceza sahası dışından en çok şutunu attığı maçını oynadı. En azından ilk yarı öyleydi. Sürekli şutlar attılar, araya oynamadılar. Babel ve Quaresma, çok ceza sahası dışında kaldığı için ve Aboubakar'a da baskı geldiği için ceza sahası dışı şutlarına da mecbur kaldılar. Gökhan sağdan gitti ama Adriano gitmediği için daha rahat savunma yaptı. İlk yarıda Antalya adına hiç pozisyon yoktu. Antalya'nın konsantrasyonu yüksek ve iyi savunma yapıyorlar. Adam adama oynayınca da Beşiktaş'a ters geldi. Antalya, "Gol yemeyeyim, bulursam bir tane atarım" düşüncesindeydi. Antalya, arasa böyle bir Beşiktaş'ı bulamazdı... İkinci yarının başı Rus ruleti gibiydi, Beşiktaş 10 kişi kalana kadar... O yüzden Beşiktaş'ın aldığı bir puan çok önemli ve değerli. O yüzden eleştiremem.
Aboubakar'ın ikinci sarı kartlık pozisyonunu tartışabiliriz. Ben futbolcu gözüyle bakıyorum ve hakem olsam bu kadar ucuz sarı kart gösterip atmam. Kural bunu söylüyorsa, "Niye attın" demem, ama bazen pozisyonun gidişatına göre esnek olmak gerekir.
Antalyaspor, özellikle teknik direktör Rıza Çalımbay'dan sonra önemli işler yaptı. Sahanın en önemli oyuncusu Zeki'ydi. Eto'o ise çok kötü oynadı.