Koronavirüs salgını sırasında çoğu kişi evlerinden zorunlu olarak çıkamıyor. Mecbur kaldığı için çıkanlar da diğer insanlardan uzakta, arasına mesafe koyarak işine gitmeye çalışıyor. Hapşıran birisini gördüğümüzde karşı kaldırıma kaçıp arkasını dönenler de görmek mümkün. Öyle ki büyük şehirlerde dolu görmeye alıştığımız pek çok yerde artık yaprak kımıldamıyor. Buna karşın dijital ortamdaki yoğunluk ise kat kat artıyor. Evde aileler hiç olmadığı kadar beraber vakit geçiriyor. İnsanların günlük yaşamlarındaki alışkanlıklarını ve tercihlerini değiştirmesinin yanı sıra dijital ortamda da büyük değişikliklere neden oluyor. Toplu taşımadan market alışverişine, mobil oyunlardan sosyalleşmeye kadar hayatımızın her alanında kadar tercihlerimizi değiştiriyor.
Ancak bir yandan kurumsal hayatın sorumluluklarını evden devam ettirmek zorunda olanlar da var. Ev işlerinde ve çocuklarla ilgili sorumluluğu paylaşmak zorunda olan milyonlarca aileyi de unutmamalı… Peki, teknoloji alışkanlıkları değişirken hayatımıza nasıl devam edeceğiz. Belki de mayıs ayı sonuna kadar devam edecek zorunlu karantina döneminde ailenizin sağlıklı kalması için yeni rutinler keşfetmek zorundayız.
ALIŞVERİŞLER ONLINE
AdColony'nin Türkiye dahil, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika'yı kapsayan EMEA bölgesinde 14-75 yaş arası katılımcılarla yaptığı "Koronavirüs Etkisi Araştırması" salgın sebebiyle değişen alışkanlıklarımızı çarpıcı verilerle gözler önüne seriyor.
Katılımcıların yüzde 20'si artık toplu taşıma kullanmadığını belirtiyor. Evden çıkmayarak kendimizi izole ettiğimiz bu günlerde katılımcıların yüzde 54'ü de daha fazla ev temizliği yaptığını söylüyor. Öte yandan insanların yüzde 31'i market ziyaretlerini en aza indirdiğini ve yüzde 41'inin de artık online alışverişe geçiş yaptıkları görülüyor aynı araştırmanın sonuçlarına göre…
Getir, Yemeksepeti, Banabi, Migros sanal market, İstegelsin, Gittigidiyor, Trendyol gibi pek çok e-ticaret sitesi sosyal izolasyonu sağlama konusunda önemli katkı sağlıyor. Bunun yanında 65 yaş üstü insanlara öncelik sağlayarak, sosyal yardımların dağıtılmasına katkı sağlayarak zorlu dönemde önemli sorumluluk üstleniyorlar.
OYUN İÇİN TELEFON
Evde yapılacak en keyifli aktivitelerden mobil oyunlar özelinde cevaplara baktığımızda katılımcıların yüzde 47'si her gün mobil cihazlarından oyun oynadıklarını, yüzde 32'si ise mobil cihazlarına yeni oyunlar yüklediklerini söylüyor. Stresten, gündelik düşüncelerden uzaklaşmak ve rahatlamak için mobil oyun oynadıklarını söyleyenlerin oranı ise yüzde 85.
Reklamverenlerin potansiyel müşterilerine ulaşmak için bu dönemde en etkili yol olan mobil reklamlar alanına bakıldığında, katılımcıların yüzde 26'sı ihtiyacı olabilecek ürünü fark ettiren reklamları tercih ederken, yüzde 35'i user-initiated denilen kullanıcı tarafından kontrol edilebilen reklamlara daha sıcak yaklaşıyor. Tüm bunlara ek olarak evde eğitim dışında televizyon karşısında oyun konsoluyla eğlenenlerin sayısı arttı. Yani evde eğlence için de daha çok zaman var.
'Evde Kal' hediyesi de var
Kurumlar sosyal izolasyona katkı sağlamak için kampanyalar da düzenliyor. Evde en önemli şeylerin başında iletişim geliyor. Sarılmak istediğimiz insanlara ancak sesli veya görüntülü iletişim ile ulaşıp bu şekilde moral bulabiliyoruz. Türk Telekom da 65 yaş üstü ev telefonu kullanıcısı müşterileri için bir ay boyunca ücretsiz her yöne 500 dakika görüşme imkânı veriyor.
Halk sağlığı için evde kalmanın kritik olduğu bu dönemde toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket eden Türk Telekom, müşterilerinin sevdikleriyle kesintisiz iletişim kurabilmesine destek olmak amacında. Ayrıca tüm ev telefonu müşterilerine, akşam 7 ile sabah 7 arasında, şehir içi ve şehirlerarası görüşmelerde geçerli aylık 3 bin dakikaya varan görüşme imkânı sağlıyor.
Türk Telekom 65 yaş üstü kullanıcılarına sunduğu kampanyayı sabit telefonlarla da sınırlamıyor. Her yöne 500 dakika paketini, sabit hatların yanı sıra GSM hatları için de geçerli hale getirerek 65 yaş üstündekilerin çocukları, torunları ve tüm sevdikleri ile her istediğinde görüşebilmesine olanak sağlıyor.
#ahestehayat alışkanlıkları
Evde karantina günlerinde yedi eylem göze çarpıyor; yemek pişir, sonra afiyetle ye, iç, aileyle birlikte oyun oyna, telekonferansla çalış, spor yap ve sonunda temizlik yap. Instagram'dan paylaşılan görüntülerde herkes yemek denemelerini paylaşıyor. Yine evde oyun oynayarak, kitap okuyarak, film izleyerek eğlendiği görüntüleri paylaşmak da ihmal edilmiyor.
Doğal olarak karantina günlerinde sosyal paylaşımların da şekli değişti. Ben bunlara her şeyden tat alıp zaman harcayarak paylaşma kültürü diyorum.
Eğer siz de #ahestehayat etiketiyle paylaşırsanız, emekle hazırlanan nadir yemek tariflerine, uzun zaman ayırarak okunmuş bellekte iz bırakan kitaplara, filmlere, performanslara veya müziklere ulaşma şansımız olur. Her şeyi yakalamak için peşinde koştuğumuz hayattan karantina günlerine uyandığımız #ahestehayat günlerine daha çok bağımlı olabiliriz. Belki de sıkıcı gelen günleri eşsiz bir deneyime dönüştürebiliriz.
Dijital dünyayı yeniden keşfediyoruz
AdColony EMEA ve LATAM Genel Müdür Volkan Biçer mobil dünyada olan değişimi şu sözlerle yorumluyor: "Koronavirüs aktif sosyal yaşamı sınırlandırıp ve fiziksel mesafeyi artırdıkça, insanların dijitale daha da yakınlaşması tabii ki kaçınılmaz oluyor. AdColony olarak biz de 30 ülkeyi yönettiğimiz İstanbul ofisimizdeki 180 çalışanımızla birlikte 10 Mart günü itibariyle evden çalışma sistemine geçtik. Online toplantılar ve iş takibi ile süreci yönetmeye devam ediyoruz. Evde geçirdiğimiz vakit arttıkça, günlük stresten kaçmak için de en kafa dağıtıcı yöntem olarak mobil oyunlar karşımıza çıkıyor. 24 Şubat haftası ile 9 Mart haftasını karşılaştırdığımızda; mobil oyun oynama sürelerinde yüzde 21 artış olduğunu görüyoruz. Oyun uygulamalarındaki trafiklerde de bu iki hafta arasında yüzde 14.6'lık bir artış bulunuyor. Aynı şekilde yapılan araştırmalara göre kullanıcılar yüzde 21 daha fazla oyun içi reklam izliyorlar. Bu da reklamverenler için oyunların yine bir mecra olarak gündemde kalmasını sağlıyor."
