Bu yazıyı okuduğunuz gün itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun Yüzüncü Yılı'nın son 24 saatini idrak ediyor olacağız. Yüzüncü Yıl'ın bir psikolojisi olduğunu bundan dört sene önce yazmıştım. Aradan geçen yıllar içinde 2019-2022 arası ayrı bir zorluydu. 2023'e ise de beş yüzyılda bir görülen bir depremle başladık, zorlu seçimle devam ettik. Açıkçası 2023, cok zorlu bir sene oldu. Yüzyıl, devletler açısından, özellikle bizim açımızdan politik ve psikolojik bir eşiktir, siyaset bilimi ilkeleriyle açıklanamaz, ama milletin kolektif ruhunda bunun bir karşılığı vardır.
TERÖRLE SINANAN BİR ÜLKEYİZ
Bugün, aziz vatanımızın kuruluşunun Yüzüncü Yılı'nın sonunda ülkemizi en çok ilgilendiren konulardan biri, terörle mücadele. Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz: Terör bizi yıldıramaz. Terörden Türkiye'nin istemediği bir sonuç alınamaz. Biz bu filmi cok gördük. Çok geriye gitmeye de gerek yok: 2015-2016 parantezinde Hendek Kalkışmaları ve 15 Temmuz'a giden süreci hatırlamak bile tek başına yeterli.
Bununla birlikte Pençe Kilit Harekâtı bölgesinde 12 şehit vermemiz Yüzüncü Yıl'ın son diliminde yine terörle sınandığımızın göstergesiydi. Şehit verdikten sonra yürüttüğümüz operasyonların askeri sonuçları da bu sınamadan her zamanki gibi galip çıkacağımıza delaletti.
Şehitlerimiz '45 saniyeliğine kahraman' olmak için canlarını feda etmediler elbette. Onları unutmamalı, unutturmamalıyız, her fırsatta anmalıyız.
SOSYAL MEDYA PARADOKSU
Öte yandan Pençe Kilit Harekâtı bölgesinden paylaşılan bazı görüntüler meseleye İKK, yani İstihbarata Karşı Koyma kriterleri açısından da bakılması gerektiğini bize gösteriyor. Tiktok'ta ordumuzun karakol, üs, nöbet mevzilerinin paylaşıldığı videolar göze çarpıyor. On iki askerimizin şehadete erdiği çatışma vesilesiyle bunu bir kez daha müşahede ettik maalesef.
Bölgeden eski de olsa görüntüler paylaşan sosyal medya hesapları oldu. Dediğim gibi her şeyden önce bu İKK, yani İstihbarata Karşı Koyma kapsamına girer. Ayrıca resmi açıklama olmadan bu türbpaylaşımlar yapmak, şehit ailelerinin evlatlarının şehadetini sosyal medyadan öğrenmesi riskini doğurur. Bu, şehitlerimize ve ailelerine karşı büyük saygısızlıktır.
AİLE VE BİREYE DÜŞEN GÖREVLER
Evet, geride bırakmakta olduğumuz 2023 hakikaten çok zor gecti. Yüzyılın depremi, yüzyılın seçimi derken son haftaya girmeden yine canımızı yaktı. Şehitlerimiz icin bize düşen büyük görevler var. Onların yüzü suyu hürmetine ulkemizi sadece silahlı terorden değil; entelektüel terörden, para tapıncından, bilgi düşmanlığından, ahlaki çürümeden ve suç virüsünden de korumalıyız.
Uğruna canlarını verdikleri ülkeyi gelecek nesillere sağlam bırakmak hepimizin boynunun borcudur. Tabii bütün bu saydığım meselelerin ekonomi ile ilişkisi de aşikar. Bu saydığım konularda öncelikle devletimizin üzerine düşen gorevler var. Ayrıca aile ve bireyler ölçeğinde yapılması gerekenler de var.
İşin özü, o meşhur Pink Floyd şarkısının sözlerinde belirtildiği gibi birlikte durursak ayakta kalırız, ayrılırsak düşeriz.
1 Eylul 2019 tarihinde bu köşede Yüzüncğ Yıl'ın arifesinde başlıklı bir yazı yazmıştım. Aradan gecen zaman diliminde Yüzüncü Yıl'ın bir semt adından ibaret olmadığını olumlu ve olumsuz örnekleriyle muşahede etmiş olduk.
Tıpkı Vefa örneğinde olduğu gibi... 101. Yıl, huzur ve bereketiyle gelsin. Herkese iyi seneler.
