Yapılan araştırmalar Türkiye'de muhalefetin hâlâ siyaset yapma yöntemini değiştirmediğini gösteriyor. Bunun en çarpıcı örneğini 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminde görüyoruz. Türkiye o gün, tarihinin en kanlı darbe girişimiyle en destansı demokrasi direnişini birlikte yaşadı. Bunun siyaseti derinden etkilememesi mümkün değil. Peki, o zaman siyaset ne yapmalı? Tabii ki o etkinin hangi yönde olduğunu öğrenmeli. Bunun yolu da toplumun nabzını tutmaktan, olup bitenlere nasıl baktığını öğrenmekten geçiyor?
Şimdi gelin, 15 Temmuz'un birinci yılında yapılan bir araştırmaya göz atalım. Optimar Danışmanlık Araştırma Şirketi, 3-13 Temmuz 2017 tarihleri arasında 24 ilde 1532 kişiyle bir araştırma yaptı. Araştırmayla, darbe gecesine ne kadar insanın katıldığından kontrollü darbe iddiasına, meydanlara niçin çıkıldığından yeni parti ihtiyacına kadar, bir dizi sorunun cevabını aradı. Tablo çok çarpıcı ve yol gösterici. Aynı zamanda da toplumu derinden sarsan o geceye muhalefetin bakışıyla, toplumun bakışı arasındaki derin uçurumlara işaret ediyor.
Araştırmaya göre, o gece sokağa toplumun yüzde 41.7'si çıktı. Bu demokrasi ve ülkenin bekası açısından ciddi bir güç. Peki, bu insanlar neden sokağa çıktılar? Ortak payda vatanbayrak- devletin bekası için diyenlerle Recep Tayyip Erdoğan, demokrasi ve milli irade diyenlerin toplamı yüzde 86.3...
Şu sorunun cevabı da çok net: 15 Temmuz'un arkasında kim vardı? ABD ve FETÖ diyenler yüzde 45.9. Sadece FETÖ diyenler yüzde 30.3, ABD diyenler ise yüzde 7.7. Yani toplum yüzde 83.9 oranında darbenin nereden geldiğini biliyor. Peki, toplum "kontrollü darbe" iddialarına ne diyor? İşte cevabı: Bu tezi net destekleyenlerin oranı yüzde 26.6. Hiç katılmayanların oranı ise 50.2...
Şimdi gelelim en tartışmalı konuya... Darbe sonrası ilan edilen OHAL çok tartışıldı. Hatta Kılıçdaroğlu OHAL'in ilan edildiği 20 Temmuz'u asıl darbe olarak nitelendirdi. İşte toplumun, "OHAL hayatınızı etkiledi mi?" sorusuna verdiği cevap: Yüzde 70.8 hayır, yüzde 29.2 evet. Ama aynı toplum yüzde 45.1 oranında OHAL'in devam etmemesini de istiyor.
Araştırmada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşüyle ilgili cevaplar da var. Toplumun yüzde 94 gibi büyük bir kesimi yürüyüş hakkında bilgi sahibi. Ancak yürüyüşü kimlerin desteklediğine ilişkin cevaplar çok çarpıcı... Yüzde 58.5'i CHP'liler, yüzde 31.2'si HDP'liler ve yüzde 19.1 FETÖ derken sadece yüzde 23.6'sı herkes diyor. Başka seçeneklerin arasında ise en ilginci; "Adalet isteyenler destekledi" diyenlerin oranının yüzde 2.3 olması.
Bu tabloyu dikkate almadan siyaset yapanlar gibi siyasette boşluk olduğunu söyleyenler de var. Hatta birileri buna harıl harıl hazırlanıyor. Meral Akşener gibi... Peki, gerçekte siyasette boşluk var mı ve toplum yeni bir partiye ihtiyaç duyuyor mu?
Toplumun yüzde 64.5'i böyle bir ihtiyaç olmadığını söylüyor. Olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 27.8. Bu oranın büyük çoğunluğunu da muhalefet cephesi oluşturuyor. Bu gerçek doğal olarak partilerin karnesine de yansıyor. İşte "Bugün genel seçim olsa kime oy verirsiniz?" sorusuna verilen son cevaplar: AK Parti yüzde 51.4, CHP yüzde 25.0, MHP yüzde 13.4, HDP yüzde 8.0, diğer yüzde 2.2.
Optimar Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir çıkan sonuçları şöyle yorumluyor: "Bütün bu rakamlar bir tek şeyi gösteriyor: Türkiye'de hâlâ muhalefetle toplumun ezici çoğunluğu arasında sağlıklı ve sahici bir ilişki yok. Muhalefet alternatif olmak istiyorsa, küçük hesaplara veya başka merkezlerin beklentilerine değil toplumun beklentilerine kulak vermeli."