Sabahın köründe Hürriyet'in manşetini görünce eski medya savaşlarını hatırlayıp güldüm. Hürriyet'in huyu hiç değişmedi, değişmez de... Hâlâ arsız bir biçimde patronun çıkarını halka habercilik diye yutturmayı sürdürüyor.
Bu yeni bir durum değil. Hürriyet her dönem aynı şeyi yaptı. Bunu en net biçimde 28 Şubat döneminde, Aydın Doğan'ın Petrol Ofisi'ni gazetesini kullanarak ele geçirmesiyle gördük. Ve öyle pervasızca kullandı ki, o ihaleye giren iki iş adamını kelepçelettirip gözaltına bile aldırdı. Biri kendini zor kurtardı, öteki ise bildiğim kadarıyla iflas etti.
Ama artık o eski Türkiye yok. Doğan da bunun farkında olduğu için şimdi yola yalnız çıkmıyor. Seçilmişlere karşı açtığı savaşı, CHP'nin arkasına sığınarak yapıyor. Açıkça CHP'li milletvekili Aykut Erdoğdu'yu tetikçi olarak kullanıyor. Hadi Aydın Doğan'ın Türkiye diye bir derdi yok, peki CHP'ye ne oluyor? Belki de CHP diyet ödüyor. O nedenle de yanlış bir hedef seçiyor. Seçtikleri hedefe bakın. Türkiye'ye en büyük yatırımı yapan Azerbaycan'ın devlet şirketi SOCAR.
Yazıyı baştan sona okuyun, sadece karalamak, itibarsızlaştırmak ve kafa karışıklığı yaratmak için yazıldığı o kadar açık ki. Amaç, habercilik ya da şeffaflık falan değil, kör bir intikam. Tam anlamıyla bir Türkiye düşmanlığı.
Uzun süredir SOCAR'ın Türkiye'de yaptığı yatırımları yakından izleyen biri olarak biliyorum, o yatırımlar Türkiye -Azerbaycan ilişkilerinde bir dönüm noktası oldu. Bu ilişki sonucu, Rusya ve İran'dan daha ucuza doğalgaz alındığı gibi, TANAP Projesi'yle birlikte yatırım tutarı 20 milyar dolar civarında olan ve 30 bin insana istihdam sağlanıyor.
Türkiye'ye kazandıran önemli ve bir o kadar da stratejik bir ilişki bu. Şu satırları 5 Nisan 2015'te yazmıştım: "Türkiye, Şahdeniz 2'de, yani Hazar Denizi'nde bulunan 1.4 trilyon metreküplük doğalgaz yatağına TPAO eliyle ortak oldu. Ayrıca Fransız şirketi Total'in hissesini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatı ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın desteğiyle satın aldı. Böylece Türkiye Cumhuriyeti devleti, tarihinde ilk kez yurtdışında bir varlık satın almış oldu. Bugün Türkiye, Şah Deniz 2'nin yüzde 19 sahibi. TANAP'ta da yüzde 20 olan ortaklığı yüzde 30'a çıktı. Yani TANAP'tan geçecek her metreküp doğalgazın yüzde 30'u Botaş'ın kasasına girecek."
Gördüğünüz gibi Hürriyet denilen gazete, patronunun çıkarı için bu ülke tarihinde bir ilk olan dış yatırıma zarar vermeyi bile göze alabiliyor.
CHP de buna alet oluyor. Bir kalemde dünya piyasalarında önemli yere sahip bir şirketi karalayabiliyor. Hem de yalan ve iftiralarla.
Azeri bir işadamı, Azerbaycan devletinin özellikle CHP'ye cevap vereceğini belirterek şöyle diyor: "Sokak dedikodularıyla, uluorta söylenenlerle ne siyaset yapılabilir ne de gazetecilik. Böyle bir ahlaksızlık olabilir mi? Bu şirket halka açık bir şirket ve uluslararası ortakları var. Siyasete malzeme yapmaya kimsenin hakkı yok."
CHP yönetiminin bu kirli ilişkiye nasıl bir cevap vereceğini merakla bekleyip göreceğiz. Ama şunu çok iyi biliyoruz, CHP'nin bu kullanılmaya müsait tetikçi milletvekilleriyle başı çok ağrıyacak. Düşünsenize, Aydın Doğan sıkışınca imdadına onlar yetişiyor. Hürriyet de patronunun çıkarı için onlara destek veriyor.
Şimdi gelelim işin bamteline. Hürriyet neyi manşete çıkartıyor? Kalyon Grup'un SOCAR'la ortaklığını. Peki, ortak olmak suç mu? SOCAR'dan bir yetkili şöyle diyor: "SOCAR uluslararası ortaklığı olan bir şirkettir. Kiminle ortak olacağına da kendisi karar verir. Ben senin kaynağını mı kullanıyorum, ben kiminle ortak olmak istiyorsam onunla olurum."
Siyaset ve gazetecilik adına bir ortaklığı suç gibi sunmaktan daha utanç verici ne olabilir?