Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Seçim neden gerekli?

Türkiye, bölgesinde büyük değişimin yaşandığı, yeni bir stratejiyi devreye soktuğu dönemde koalisyonu ve yeni bir seçimi tartışıyor. Seçim, ister kasımda ister başka bir tarihte olsun, 7 Haziran'dan çok farklı olacak. Çünkü 7 Haziran'da çok yönlü algı operasyonlarının ve düşmanlaştırma siyasetinin öne çıktığı silahsız ama savaş gibi bir seçim süreci yaşadık. Her yol denendi, bombalar bile siyasetin seyrini değiştirmek için kullanıldı.
Bugün artık o siyasi zemini bulmak zor. Yüzde 10 barajı da aşıldığı için başta Kürt siyaseti olmak üzere muhalefetin bir daha böyle bir zemini yakalama ihtimali yok. 7 Haziran'la topluma ekilen nefretin gazı da alındı. Bundan sonra yapılacak bir seçim çok daha makul ölçülerde olacak. İşte AK Parti'nin erken seçim istemesinin en büyük nedeni bu. Seçim sürecinin normalleşmesi... AK Parti, CHP ile koalisyonuna da, MHP veya HDP ile ilişkilere de bu çerçeveden bakıyor. Ayrıca, ortada 4 partili yeni bir dönem var ama ne AK Parti bir koalisyona hazır, ne de muhalefet partileri "uzlaşma" kültürünü içselleştirmişler.
Yakın zamanı hatırlayın, partiler arasında bir diyalog olmadığı gibi hiçbir muhalefet partisi de iktidarın demokratikleşme çabalarına uzlaşma siyasetinin bir gereği olarak bakmadı. Partiler birbirine karşı uzun süredir "düşmanlaştırma" siyaseti izliyor ve aralarında ciddi bir "güven" sorunu var. Bu zeminde yapılacak bir koalisyonun ömrü uzun olmayacağı gibi tahribatı da çok derin olur. Bölgesinde altüst oluş yaşanan bir Türkiye, nasıl yürüyeceği bilinmeyen bir koalisyonla yönetilebilir mi? Ya tek başına yeni bir iktidar oluşmalı ya da uzun soluklu sağlam temellere dayanan bir koalisyon. Son günlerde bu gerçeği görmek istemeyenler ısrarla yeni bir algı operasyonu yürütüyor: "AK Parti, CHP ile bir koalisyona yanaşmıyor çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan istemiyor ya da AK Parti tek başına iktidara alıştığı için seçimi zorluyor, fırsatçılık yapıyor." Muhalefetin ve muhalefeti destekleyen medyanın yeni bir seçimi bu iki argümana dayandırması bile onların "uzlaşma siyaseti"nden nasiplenmediğini ve samimi olmadığını gösteriyor.
Her partide farklı gruplar ve sorunlar var. Ama CHP ve çevresi sürekli, koalisyon meselesini AK Parti içindeki ilişkiler üzerinden anlatıp, bilinçli bir ayrıştırma siyaseti izliyor. Sık sık da, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'nin doğal lideri olduğu gerçeği göz ardı ediliyor ve AK Partililerin gözünün içine baka baka, cumhurbaşkanına saldırılıyor. Bu yaklaşım sahipleriyle nasıl uyumlu bir koalisyon yapılır? Burada bir samimiyet yok. İşin önemli bir boyutu da iki parti arasında var olan derin güvensizlik. Bu da olası bir koalisyonun uzun ömürlü ve yararlı olamayacağını gösteriyor.
AK Partililer, CHP'ye ve CHP ile koalisyonu çok isteyen güçlere de güvenmiyor. Bunun nedeni de onların ısrarla koalisyon istemesi değil, geçmişleri ve koalisyonu kötüye kullanma arzuları. Ankara kulislerinde bu açık açık dile getiriliyor. AK Partililer, CHP'ye verilecek bakanlıkların kısa sürede o güçlerin algı operasyonlarının bir aracı haline geleceğine inanıyor. Bunun için de 17-25 Aralık darbesinde hukuk dışı elde edilen tapelerin medya ve siyasetçe pervasızca kullanılması örnek veriliyor. Bu kaygılar, istikşafi görüşmelerle giderilmediği gibi bu akşam iki liderin buluşmasıyla da giderilecek gibi görünmüyor. Bunun nedeni de AK Parti'nin seçim istemesi değil, CHP'nin siyasete bakışı, Paralel Yapı'yla ilişkileri ve cumhurbaşkanına karşı kullandığı siyasi dili.
Bu durumda seçim, ülke için daha hayırlı. Eğer partiler, gerçekten siyasette uzlaşma istiyorsa ona göre bir seçim kampanyası yürütür ve vatandaş da ona göre oy verir. Sonuç aynı çıksa veya AK Parti oy kaybetse bile siyasetin bu makul değişimi daha sağlıklı bir koalisyona yol açar. Ama tersi olursa, yani AK Parti tek başına iktidar olursa sadece AK Parti değil Türkiye kazanır. Çünkü bu durum iki önemli avantaj getirir. Ülke hükümetsiz kalmaz, siyaset de uzlaşma ve diyalog kültürü kazanır.
Bir seçimin bunu sağlama olasılığı varsa denenmez mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA