Efendim, dünyada lüks denince akla gelen üç-dört markadan ikisi M. ve E. imiş. Gazetenin iddiası bu...
Her ikisi de İtalyan olan bu markalar 'lüküs hayat' işinde yeni bir boyuta geçmiş. Evler tasarlamaya başlamışlar.
Daha doğrusu biri henüz yolun başında, hemen hemen düşünce aşamasında, imiş; diğeri hayallerindeki ev konseptini Miami'de çoktan gerçekleştirmiş.
Günaydın muhabirinin 'duyduğuna göre' olayın bizi ilgilendiren kısmı şöyle cereyan etmiş, daha doğrusu etmek üzereymiş:
Türkiye'de 'birbirinden ilginç projelere imza atan', 'bu projeye imza atınca kimsede şaşkınlık yaratmayacak olan' N. adlı bir şirket 'çok konuşulacak' ve 'bir ilke imza atacak' şeklinde anlatılan bir lüküs ev projesi için M. ya da E. markalarından biri ile birlikte çalışmayı düşünüyormuş.
Tırnak içinde verdiğim açık 'reklam' ifadeleri bana ait değil; haberin metninden aldım.
Okuduğunuzda görüyorsunuz ki henüz kesinleşen bir şey yok.
Acayip ve çok önemli bir kulis bilgisi alınmış!
N. adlı şirket M. ve E. adlı markalardan biriyle anlaşabilirmiş.
İkisiyle birden değil, sadece biriyle. Buna rağmen başlık şöyle atılmış: M. ve E. Boğaz'a Geliyor. Yani ikisi birden.
Ne kadar mantıklı?
Haberdeki tuhaflığın farkına varmamı M. şirketinin pazarlama departmanında çalışan Mike M. sağlıyor. Attığı e-postanın giriş kısmında haberde kullanılan görsellerden bazılarının M. şirketinin Miami'de yaptığı projenin web sitesinden alındığını anlatıyor.
Önce bunun telif hakkı ihlali ile alakalı bir şikâyet olduğunu sanıyorum. Okumaya devam edince anlıyorum ki şikâyet değil, teşekkür mesajı bu.
Binalarından söz ettiğimiz ve fotoğraflarını kullandığımız için teşekkür ediyor Mike M. dostumuz ve küçük bir ricada bulunuyor:
"Bir de bizim sitenin linkini koyar mısınız habere?"
Yani demek istiyor ki hazır reklamımızı yapmışken müşterileri de doğrudan bize yönlendirin.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Bilgisayarımı kapatıp gazeteyi alıyorum elime. Şaşırıyorum.
Yok canım, bu kadar da tesadüf olmaz, diyorum.
Günaydın'ın Yaşam sayfasında M. ve E. adlı şirketleri Boğaz'a getireceği iddia edilen N. adlı şirketle alakalı başka bir haber çarpıyor gözüme: Yunanistan'ın ünlü şarkıcılarından biri N. şirketinin 5 Ağustos'ta Bodrum'da vereceği partide sahneye çıkacakmış.
Bir şirketin filan diye düzeltmeye gerek görmemiş editörlerimiz.
Doğrudan adını yazmışlar spota.
Haberi 'iddialı ve farklı projeler', 'yerli-yabancı yatırımcıların büyük ilgisini çeken bu iki proje' gibi güzellemelerle bezemişler.
Bir sanatçının Bodrum'da vereceği konseri okumak için başlıyoruz habere; kendimizi N. şirketinin projelerini okurken buluyoruz.
Sayfanın görselini gönderen bir okurumuz 'Advertorial sandım' diye sitem ediyor. Hayır, değil! Bildiğiniz imzalı, resimli bir haber. En azından o formatta.
Şimdi sıkı durun! Son haberin üzerinden sadece bir hafta geçmişken, yani dün, N. şirketinin sahibi ve Bodrum'daki projeleri aynı övücü cümlelerle bir kez daha Günaydın'ın yaşam sayfasının manşetinde.
Basın bültenlerinin kopyalanmasını, etik kuralların ihlalini filan geçtim; neler oluyor arkadaşlar?
Bu projelerde evleriniz, daireleriniz mi var?
Böyle haber mi yazılır? Böyle haber mi olur?
Anlıyorum; yapılan yatırımları, açılan mekânları, düzenlenen partileri, yenilikleri, trendleri vs. haber yapmak işinizin bir parçası.
Fakat bunu çıkar çatışmasına dönüştürmeden ve haksız rekabete yol açmadan; reklamcılıkla gazetecilik arasına kalın bir çizgi çizerek yapmak zorundasınız.
Amacım kimseyi dövmek ya da rezil etmek değil; önemli bir farkı hatırlatmak. Bu yüzden isim vermedim.
Fakat aynı hataları yapmaya devam ederseniz olay olay, isim isim gideceğim.
***
OKURDAN KISA KISA
Web editörlerimiz Mescid-i Aksa ile Kubbetü's-Sahra arasındaki farkı bir türlü anlayamadı. Yapılan haberlerde mütemadiyen birinin yerine diğerinin görseli kullanılıyor. Bu da okurlarımızın haklı tepkilerine neden oluyor. Bunun 'Siyonizmin bir oyunu olduğunu' düşünenler bile var.
Sevgili arkadaşlar! Her Mescid-i Aksa haberine yapıştırdığınız altın kubbeli görsel Kubbetü's-Sahra'ya ait. Mescid-i Aksa taş kubbeli.
Haberde geçen cümle şu: "Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nin sevilen genel cerrahlarından Prof. Dr. Dilaver Ağdemir, amansız hastalığa yakalanan eşinin ölümünden sonra yaşadığı üzüntü nedeniyle dün öğle saatlerinde İstanbul'da kalp krizi geçirdi." Muharrem Şanlı uyardı: "Prof. Dr. Dilaver AĞDEMİR teyzemin kocası olur. Haber yanlış, teyzem yaşıyor. Rahmetli enişteme ve geride kalanlara saygı için lütfen haberi düzeltiniz."
Haberin internet versiyonu mutlaka düzeltilmeli.
Erdoğan Tüysüz adlı okurumuz yazmış: "Günlük 70 dakika metro yolculuğu yapıyorum. Genellikle internetim olmuyor. Uygulamanızı indirdim.
Yazarlarınızı okumak istiyorum. Bazı gazetelerin uygulamalarından internet olmasa da yazarları okuyabiliyoruz. Siz de aynısını yapamaz mısınız?"
Yapabiliriz. Hatta yapmalıyız.
Ülkemizin farklı şehirlerinde Boztepe adı verilen mevkiler var. Trabzon ve Ordu bunlardan ikisi... Karadeniz'de Gezip Göreceğiniz Muhteşem Yerler haberinin ilk sırasında Trabzon'daki Boztepe'den söz edilmiş ama Ordu'daki Boztepe'nin fotoğrafı koyulmuş. Bu da böyle bir hatadır!
Günaydın'ın içinde verilen bulmaca sayfası ayrı bir ek haline geldi. Bu durumdan memnun olan okurlarımız da var, şikâyetçi olanlar da. Şayan Ekinci'nin şikayeti ebadın değişmesiyle ilgili: "Bulmaca ekini küçülttüğünüzden beri bulmacaları çözemiyoruz ve bu bizi çok üzüyor.