Öncelikle olayı kısaca özetleyelim:
Ajans sahibi olduğunu iddia eden Cüneyt P. adlı erkek sosyal medyadan tanıştığı kadınları tuzağa düşürüyor. Onları manken yapma vaadiyle kandırıyor.
Kendileriyle otel odalarında buluşup fotoğraflarını çekiyor. Ağına düşürdüğü kadınlardan para istiyor, hatta kimi durumlarda onları cinsel ilişkiye zorluyor.
C.P.'nin tuzağına düşen iki kadın, 22 yaşındaki Gülşah Ş. ve 30 yaşındaki Dilek D., paralarını geri almak için bir plan hazırlıyorlar. Buna göre: Gülşah Ş. buluşmak için Cüneyt P.'yi arıyor. İstanbul'da bir otel odasında randevulaşıyorlar. Sadece Gülşah Ş. değil, Dilek D. de odada bekliyor.
İki mağdur kadın Cüneyt P.'yi iple bağlayıp paralarını geri almayı umuyorlar. Fakat işler karışıyor. Tuzağa düştüğünü anlayan Cüneyt P., Dilek D.'nin boğazını sıkıyor. Odadaki Gülşah Ş. yanında getirdiği biber gazını Cüneyt P.'nin yüzüne sıkıyor. Bu hengâmede Dilek D. de yanında getirdiği bıçağı Cüneyt P.'ye defalarca saplıyor.
İki kadın daha sonra otel güvenliğine olayı haber veriyorlar. Polis ve sağlık görevlileri odaya geldiklerinde Cüneyt P.'yi ölü buluyor.
Elbette bunların hepsi şu aşamada sadece iddia...
Cüneyt P. öldüğü için onun iddia ve savunmasını bilmiyoruz.
Hürriyet muhabiri Çetin Aydın, Dilek D.'nin ve Gülşah Ş.'nin ifadelerini özetlemiş ve polisin Cüneyt P.'nin mağdur ettiği başka kadınlar da olduğu bilgisine ulaştığını belirtmiş.
Haberde adamın ve kadınların isimleri açık olarak yazılmış, fotoğrafları paylaşılmış.
Sabah web servisi de bu olayı 'Hürriyet'in haberine göre' diyerek olduğu gibi aktarmış.
Haberde adı geçen kadınlar için iki farklı durum söz konusu. İddialarına göre kadınlar tuzağa düşürülmüşler ve mağdur olmuşlar. Yine iddialarına göre kadınlar mağduriyetlerini gidermek isterken hukuk dışına çıkmış ve suç işlemişler. Yani durum biraz karmaşık...
Kadının hem mağdur hem de bir suçun faili olduğu durumlarda bu iki özellikten hangisini tercih edeceğiz? Her olayı kendi çerçevesi içinde değerlendirmek gerekir elbette ama bu hadisede henüz yargılamanın sürdüğünü, olayın bütün boyutlarıyla aydınlatılamadığını göz önünde bulundurmak, isimleri ve resimleri açık şekilde neşretmemek daha doğru olurdu.
Sanırım hukuk servisi de bu konuda benimle hemfikirdir.
Öte yandan hakkındaki iddialar henüz ispatlanmamış olan ve ölmüş bulunan Cüneyt P.'nin kimliği de 'suçun şahsiliği' ilkesi gözetilerek ifşa edilmemeliydi.
Sabah, haberi duyurmak için kullandığı görselde şu ifadeleri kullanmış: "İki Kadın Tuzağa Düşürüp Öldürdü." "Böyle İntikam Görülmedi." Bu iki başlıktan ikincisinin teknik olarak yanlış, birincisinin ise cinsiyetçi olduğu tartışmasız...
Özetlemek gerekirse... Okurlarımızın haklı olduğu noktalar var. Haberin düzeltilmesi ya da yayından kaldırılması gerekir.
***
OKURDAN KISA KISA
Salih Çelik: "Dev Bir Piton Yılanı Yakaladığı Timsahı Tek Hamlede Böyle Yuttu. Sizin haberiniz!
Resimdeki yılan 60-70 cm. Yediği de timsah değil kertenkele!
Lütfen asparagas haber yapmayın artık! Geçenlerde de 6 metrelik anakondayı 20 metrelik dev yılan diye haber yapmıştınız!"
Haluk Pekşen: "Yazarlarınıza ulaşmak istiyoruz ama 'yazara mail gönder' seçeneği genellikle hata veriyor."
Kenan Gürsoy: "Ahmet Altındiş imzalı münazara haberiniz yanlış ve eksik yapılmıştır. İngilizce, İspanyolca ve Almanca dil münazaralarının ev sahipliğini Şehit Mustafa Kaymakçı değil Darıca Şehit Hasan Kaya İmam Hatip Lisesi yapmıştır.
Haberinizin ivedilikle düzeltilmesini talep ediyorum."
Mehmet Salih Evşan: "Merkez Bankası Ataşehirli Oluyor haberiniz doğru değil. Finans Merkezi artık Ümraniye sınırları içinde yer almakta. Lütfen düzeltin ve daha dikkatli olun."
Deniz Yurtseven: "Cassini Uzay Aracı Fotoğrafları Şok Etti haberinizin ilk önce fotoğrafına bakıp şaşırdım. Acaba nasıl olur da gezegenin milyon kilometre uzağından geçen bir makine yörüngesini fotoğraflar diye. Haberi açtım ve okumaya başladım, kapak fotoğrafıyla hiçbir alakası olmayan ve sadece yalan dolan, gereksiz bilgiden oluşan bir haberle karşılaştım. 12 Nisan'da çekildiğini söylediğiniz bir fotoğraf bundan 3-4 sene önce başka kaynaklarda kullanılıyorken ve yalan olduğu bu kadar bariz iken kullanılmasını ulusal bir gazeteye yakıştıramadım."