Finans sektöründe oluşan Yenikapı ruhu, beni son derece umutlandırıyor. İş Bankası'ndan Adnan Bali'nin başlattığı, Ziraat'ten Hüseyin Aydın ile genişleyen süreçte bankaların kredi faizlerini indirmeleri, %5'lik büyümeyi öngörülenden evvel yakalayacağımızın işareti gibi… Finansmana erişimin önü açıldıkça ve kredi kullanımı daha elverişli hale geldikçe, sadece mega projeler değil, küçük ve orta boy işletmelerin "kendi mega projeleri" de can suyuna kavuşmuş olacak. Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın'ın Kanal İstanbul ve Çanakkale Köprüsü'nün "finansmanında yer alma" hatta "liderlik etme" isteği son derece önemlidir.
Paradan para kazanmak yerine üreterek büyüme anlayışı bir kez hâkim olmaya görsün, sadece bankalar değil, finanstan reel sektöre dek her kesim, üretime katkı verecek araçları bulmaya çalışacaktır.
Bugün KOBİ'ler, katkısı devasa olmasa da kendi projeleriyle ekonomiye, tuğla üstüne tuğla koymaktadır. Sorun; finansmana erişimde karşılaşılan güçlüklerdir. Zaman feragat zamanı ise KOBİ'lerin kredi kullanımını daha pratik hale getirecek adımları da düşünmemiz, tasarlamamız gerekir.
Bunun anlamı, finans kesiminin parasını sokağa atması veya ekonomik mantık dışına çıkarması değildir.
İstenen, kredi kullanımında bankaların da proje riskini, KOBİ'nin varlıklarını, entelektüel sermayesini, beceri ve uzmanlığını değerlendirecek yapılara doğru esnemesidir.
Arada kayıplar olsa da bütünde oluşacak katma değer, yeni bir eko sistemi inşa etmekle kalmayacak, Türkiye'nin büyümesini yeniden %5'lerin üzerine taşıyacaktır. Unutmayın ki 1,3 milyon KOBİ'den söz ediyoruz.
Kendi ölçeklerinde "mega projeleri" olan, inovasyonu benimsemiş KOBİ'ler, bankaların Yenikapı ruhuyla, pekala üretim ve ihracat rekorları kırabilirler.