Seçmenin %49.5 desteğiyle 2011 fabrika ayarlarına getirdiği Ak Parti, tek parti hükümetini kurma ve programını oluşturma sürecinde hızla yol alıyor. Neden 2011? Sadece AK Parti yüksek oranı ile değil, CHP ve MHP'nin oylarıyla benzeşmesi yanı sıra %8.8'lik büyüme, zıplayan ihracat, istikrar adası ülke ve hızlanan yatırım iklimiyle çok özel bir yıldı 2011.
Şimdi ikinci nesil nitelik reformlarıyla benzer performansı göstermesini istiyor seçmen Ak Parti'den... Tam da bu süreçte prangalarımızı gözden geçirmek gerekiyor demiş ve üretimi yeniden baş tacı etmenin yollarını bulmalıyız tezini savunmuştum.
Bu süreçte üretimin sırtındaki keneleri sıralarken ilk sıraya, paradan para kazanan rantiyeleri koymuştum. Nitelik dönüşümü reformlarından beklenen neticeyi almak için mevcut finansal yapının yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.
Finansın, üretimi destekleyen iklime taşınması şart...
Mevcut yapıda bankacılık sistemindeki toplam 1.2 trilyon liralık mevduatın yarıdan fazlası, 1 milyon liradan yüksek hesap sahiplerine ait. Toplam 63.5 milyon mudi içinde bunların sayısı 93 bin kişi ve ortalama faiz gelirleri 332 bin lira iken, maaş kartı dâhil bizlerin faiz geliri yıllık 211 lirada kalıyor.
Bu yapı, zıplamak isteyen bir ekonomiyi değil, paradan para kazanan sistemi besliyor ve acilen dönüştürülmesi gerekir. Bankaların sadece mevzuatının değil, yaklaşımının da değişmesi şart...
Aksi halde üretimin keneleri sırtımızda iken ülkeyi yatırımlarla zıplatmak mümkün olmayacak.
Yarın işini eksik ve kötü yapanları yazacağım.