Terör belası, piyasaların ufkunu daraltmaya başladı. Dolardaki değişimin büyük bölümü yurtdışı kaynaklı olsa da gelişen piyasa ekonomileri içinde Lira'nın değer kaybı, "belirsizlik" yüzünden negatif ayrışıyor. Burada dikkati çeken, piyasaların birden fazla tehdidi aynı anda yaşamasıdır.
SEÇİM: Koalisyon arayış sürecinde zaten "bekle" tuşuna basanlar, yeni seçimin tarihindeki belirsizlik yüzünden harekete geçmiyor. Yatırımlar molada, alımlar barajlanmış, şirketler "kirpi sendromu" içinde. Bu durumun muhtemel seçim tarihi olan 1 Kasım'dan sonra kökten değişmesi bekleniyor.
TERÖR: Ülkeyi kana bulayan PKK'nın eylemleri, şehit cenazeleri ve DAEŞ'in Suriye'deki eylemleri, siyasi istikrar olsa dahi huzur ve güven ortamını zedeliyor. Bölge halkı, ekonomik açıdan hızla fakirleşiyor, TIR'ları yakan, kepenk indiren teröristler ve onlara destek veren bazı yerel yönetimlerin tutumu, tedirginlik düzeyini artırıyor.
FED: Dolardaki her 100 birimlik fiyat hareketliliğinin yaklaşık 80'i, yurtdışı kaynaklı... Dolar endeksi tırmanma sürecinde ve Amerikan Merkez Bankası FED'in eylülde faiz artıracağı beklentisi, Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişen piyasalarda finansa erişimi giderek zorlaştıracak.
Doların yeniden mabedine döneceği bu süreçte Lira, gereğinden fazla değer kaybedebilir.
İHRACAT: Büyümenin en önemli yüklenicisi ihracatın son dönemde çift haneli küçülmesi, en az DAEŞ ve PKK terörü kadar endişe verici bir durum. 60 bin ihracatçı, "karmaşa içinde yol alma" başarısı göstermek zorunda... 3 liraya yaklaşan dolar kuru avantaj gibi görünse de ithalata bağımlılık oranımız hâlâ %65 düzeyinde olduğu için bu avantaj sınırlı kalıyor.
NETİCE: Belirsizlik piyasaya hâkim olduğunda tek çare, bunu gidermektir. Seçimin bir an önce yapılması ile belirsizlikleri defetmeye başlayabiliriz.