Merkez'in faiz kararına piyasanın tepkisi ilginçtir: "Zaten bu kadar indirir diye bekliyorduk ama olması gereken daha fazlaydı." İlginç bir tepki çünkü Merkez'in bağımsızlık söylemiyle Cumhurbaşkanı ve Hükümet'in uyarılarına rağmen bildiğini okuyacağı konusunda herkes hemfikir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta söylediği "Merkez bağımsızsa ben de bağımsızım" sözleriyle ekonominin ihtiyacı olan faiz indirimi talebi karşısında Başkan Başçı'nın elinden bu kadarı geliyor(!) olması, başka bir soru işareti...
İlginç bir başka tespit, Merkez'in bu cüce indirimini alkışlayanlara dairdir. Hatta bazıları, Cumhurbaşkanı'nın uyarısıyla indirdiği tezinden hareketle Başçı'yı "yandaş" diye damgaladı bile. Üstelik Türkiye'de yüksek faizin bayraktarlığını yapan bu kesim, sandığınız gibi cebi para dolu, mevduatı kasalardan taşıyor da değil.
Ekonomi için iyi olan her şeye topyekûn itiraz noktasında zaten uzun süredir kriz tellallığı yapanlar, Merkez'in 50 baz puanlık indirimini dahi fazla bulabiliyor. Oysa piyasa şartları, bağımsız analistlerin raporları ve ekonomik göstergeler bu turda Merkez'in en az 100-150 baz puan indirim yapması gerektiğini söylüyordu.
28 Ocak gece yarısı olağanüstü toplantıda, hangi merkezden olduğu hâlâ meçhul tavsiyeyi tutarak faizi 5.5 puan birden artıran Merkez Bankası, aradan geçen 1 yılda toplamda 2.25'lik indirime gidebildi. Önceleri "enflasyonu görmem lazım" dedi, gösterdik. Enflasyon bahanesi kalmayınca, dış risklere vurgusu geldi. Ardından temkinli adım bahanesi...
Yüksek faizin sürmesini isteyenlerin tek derdi var: Sandığı ekonomi üzerinden vurmak... Petrolünden üretime dek bütün göstergeler daha düşük faize işaret ederken Merkez'in "indirir gibi yapmasını" dahi hazmedemeyecek kadar gözü kararmışlar var. Düşmanlığın vardığı çılgın zihin yapısı ülkesine ekonomik krizi umacak boyuta varmış durumda. Ne diyelim, Allah hallerini güzelleştirsin.