Terörle mücadelenin kritik eşikten geçtiği bugünlerde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) yasal zeminle ilgili bazı talepleri siyasetin öncelikli konuları arasında. Meselenin hem terörle mücadele operasyonları hem de sivil- asker ilişkileri boyutunda önemli yönleri var. Sivil- asker ilişkilerinin anayasal sistemdeki karşılığı ile fiiliyattaki gerçekliği arasında ciddi farklar olan günler artık geride kaldı. Ama bir dönem algı kırılması yaşandığı da oldu. Bilhassa çözüm süreci aşamasında, askere karşı önyargılı ve mesafeli yaklaşım kimi kamu yöneticilerinde hâkimdi. Kamu düzeninin tesisi noktasında asli işini yapmayıp, gözünü askere diken, durumdan vazife çıkarıp, "Askere nefes bile aldırmıyorum. Öyle ikide birde operasyona çıkmalarına geçit vermiyorum" diye konuşan valiler de yok değildi. Bu tarz idarecilerin paralel yapıya müzahir olanları çoğunluktaydı ve kızağa çekildi.
***
Bu bahsi açmanın nedenine gelince... Kent içlerinde terör operasyonu
yürüten askerin yeni bir yasal çerçeve
istediği konuşuluyor. Bu beklentinin,
resmi platformlara da yansıtıldığı anlaşılıyor.
Emniyet Asayiş Yardımlaşma başlıklı
protokolün yürürlükten kaldırıldığı,
güncel operasyonların ise İl İdaresi
Kanunu'ndaki sınırlı bir maddeye dayalı
olarak yürütüldüğü dikkate alındığında,
il genelinde asayişi ve güvenliği sağlama
amaçlı operasyonlar için daha kapsayıcı
düzenleme gereği de hissediliyor.
***
Kamuoyuna yansıdığı kadarı ile asker şu üç hususta öneride bulunuyor:
1- Şehir operasyonlarında TSK unsurlarının görevlendirilme şartları ve esasları yeniden belirlensin. Askerin, valilerin çağrısı ile illere kuvvet göndermesini veya operasyonların genel çerçevesinin Başbakanlık yazılı emriyle çizilmesini de kavrayan yasal tanımlama yapılsın.
2- Operasyonlar sırasında yargıya intikal edebilecek problemlerde, asker kişiler için görev suçundan hareketle, askeri yargı yetkili olsun.
3- Kent içi terörle mücadele operasyonlarında vatandaşın mülküne verilebilecek hasarlarda, kişisel tazminat yükümlülüğüne istisnalar getirilsin. Olası zararlar, bütçeden karşılansın.
***
Özünde makul görülebilecek bu öneriler dizisi, hükümet kanadında da dikkatle değerlendiriliyor. Askerin kaygılarını giderecek, valilerin koordinasyon yetkisini, sorumluluğunu ve inisiyatifini artıracak, bölgedeki en üst rütbeli komutan ile vali veya kaymakamların birlikte çalışmasını ve planlama yapmasını teşvik edecek bir model üzerinde duruluyor. Tabii ilke olarak birinci derecede yetki ve sorumluluk valilerde olacak. Ama güvenlik riskinin analizi, ihtiyaçların belirlenmesi ve sahada terörle mücadelede ise askerle etkili işbirliği yapılacak ve bu hususlar açık yazılı kurallara bağlanacak.
Özetle... Kırsaldaki terörün şehre indiği, şehirlerdeki silahlı unsurlar etkisiz hale getirilse bile kent içlerinde terör örgütüne müzahir gençlerin bulunduğu bu dönem, daha farklı mücadele teknik ve yöntemlerini gerektiriyor.