Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Enerji kapanı, fiyat tuzağı ve çareler...

Ekonomide yönetilebilir risklerin yanında, "yönetilemez" varsayılan dışsal riskler de söz konusudur. Örneğin, Türkiye için "enerji" bu başlık altında değerlendirilir. Enerji fiyatlarındaki artışa kur artışı da eklendi mi, karar vericilere neredeyse hareket alanı kalmaz. Belki bir süre, sübvansiyonlarla idare edilebilir ama bu tercih de sürdürülebilir değildir. Peki "enerji fiyatlarından kaynaklanan riskler Türkiye için kader midir?" Eski ekonomi yaklaşımında öyleydi. Yani, ham petrol fiyatları arttı mı, formülü petrole bağlı doğalgaz fiyatları da artar ve bu ikili enerji sıkıştırması, elektrik fiyatlarında da etkisini gösterir, tam anlamıyla "fiyat tuzağına" düşülürdü. Türkiye ekonomisinin güncel manada enerji kapanından kurtulduğu söylenemez. Lakin yeni ekonomi yaklaşımında kader çizgisini değiştirecek stratejik adımların atıldığı söylenebilir.

***

Geçtiğimiz hafta SETA'da önemli bir panel vardı. "Enerji Arz Güvenliği ve Güney Gaz Koridoru." SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın ev sahipliğindeki panelde, SETA Ankara'dan Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl ile araştırma asistanı Salihe Kaya tarafından hazırlanan rapor tartışıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, BP Türkiye CEO'su Bud Fackrell'la katıldığım oturumda, Azerbaycan Şah Deniz II'de keşfedilen 1.2 trilyon m3 doğalgazın 2018'de Türkiye'ye, 2019'da Avrupa'ya ulaştırılmasının beraberinde getireceği sonuçlar ele alındı. Projenin Türkiye ayağı "TANAP" olarak biliniyor ve dileyen internet taraması ile ayrıntılı bilgilere ulaşabilir. Benim üzerinde durmak istediğim husus, "enerji diplomasisinin ekonomik yansımaları."
***

Türkiye, uluslararası enerji denkleminde "geçiş ülkesi" olmanın ötesinde bir konuma taşınıyor. Dünyadaki petrol ve doğalgaz kaynaklarının yüzde 74'ü Türkiye'nin çevresindeki ülkelerde bulunuyor. Ve Türkiye ilk kez enerjiyi ithal veya üçüncü ülkelere transfer eden ülke konumundan kurtuluyor. Enerjinin bulunduğu merkezlerde doğrudan "saha üreticisi" haline geliyor. Bu, Hazar Denizi'nde de böyle Kuzey Irak ve Libya'da da...
Petrol ve doğalgaz için güvenilir arz yolu olması Türkiye'ye "küresel siyasal sigorta" sağlıyor. Ama aynı zamanda kaynağında üretici ülke olabilme becerisi, "enerji kaynaklı cari açık riskini" bertaraf ediyor. İşte o zaman "Merkez Bankası'nın 'cari açığı yöneteceğim' diye tüm ekonomiye kemoterapi yapmasına neden olan yüksek faiz politikasına gerek kalmayacak!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA