16 Nisan referandumuna gittiğimiz bu kritik süreçte çok önemli birkaç konu var.
Birincisi 15 Temmuz ihanetine FETÖ'nün yanında Atatürkçü ya da Kemalist subayların katılıp katılmadığı mevzusudur...
***
15 Temmuz omurgasını ve planlamasını hain örgüt FETÖ'nün yaptığı bir darbedir.
Fakat
darbecilerin önemli bir kısmı ve özellikle üst tabakanın çoğunluğu biyografik istihbarat açısından incelendiğinde Fetullahçı asla değildir. Bunu Türkiye
Cumhuriyeti'nin bütün ilgili
birimleri de kesin olarak
tespit etmektedir. Mesela
İlker Başbuğ da bu gerçeği
bilmektedir. Ordumuzdaki
her dürüst subay bu hakikati
bilmektedir. General Ahmet
Yavuz ve Amiral Semih
Çetin gibi isimlerin de bildikleri
bu gerçeği inkâr etmemesi gerekir...
***
Maalesef 15 Temmuz'a üst seviyede büyük katılım olmuştur.
Bu FETÖ-dışı darbeciler Recep Tayyip Erdoğan'a düşmanlığın ve 27 Mayıs'tan bugüne süren şerefsiz darbeci zihniyetin etkisiyle bu askeri darbeye katılmışlardır.
Şüphesiz ki tüm darbeciler gibi onlar da vatan hainidir...
***
Öte yandan bu darbecilere Atatürkçü ya da Kemalist denmesini asla doğru bulmuyorum.
Ben ilgili yazılarımda hiç bu tabiri kullanmadım ve kullanmayı doğru bulmuyorum. O açıdan hem Nagehan Alçı hem Cem Küçük bence hata yapıyorlar. Elbette hem geçen hafta Batı Anadolu'da İslam düşmanlığıyla hareketlenen subaylar hem de bu darbeciler ve geçmişteki tüm darbeci askerler de kendine Atatürkçü ya da Kemalist dediler. Ama 27 Mayıs'ta hainlerin demokrasiye bağlı olduğu için hapse tıktığı Rüştü Erdelhun Paşa gibi şerefli subaylarımız da Atatürkçü idiler. Kırmızı şeritli İstiklal Madalyası sahibi olan Rüştü Paşa üstelik çok koyu bir Atatürkçü idi hem de darbeciliğin orduyu ve ülkeyi mahvedeceğini çok iyi bilen gerçek bir askerdi...
***
27 Mayıs Rüştü Paşa gibi meşruiyetçi bütün subayları tasfiye ederek TSK'yı hasta bir ordu haline getirdi ve bu süreç bugünlere kadar geldi. Nerdeyse her mensubu
potansiyel darbeci olan cuntalarla dolu
TSK yapısını ortaya çıkaran 27 Mayıs ihanetidir.
Şerefli ve zeki bir Atatürkçü kurmay subay ordumuza yapılmış en büyük kötülüğün 27 Mayıs 1960'ta vuku bulduğunu tespit etmek zorundadır. Ama maalesef bu tespiti yapabilen muvazzaf ve emekli subay sayımız hâlâ azdır. Hâlâ eski kafa güçlüdür...
***
Atatürkçü subayların meşruiyetçi olduğunu söyleyen Ahmet Yavuz gibi generallerin Rüştü Paşa gibi gerçek Atatürkçü ve meşruiyetçi paşaları ben hiç sevgi ve saygıyla andığını duymadım. Ama hâlâ hain darbeci generali, Cemal Aga diyerek sempati ile andıklarını çok gördüm. Tüm subaylık hayatı boyu cuntacılık ve darbecilik peşinde koşmuş General Madanoğlu'na Hayır konvoyunda bulunan subayların eleştirel bile yaklaştıklarını da hiç görmedim. Madanoğlu 27 Mayıs'ta başarılı olup iktidara el koymaya muvaffak olduğu için maalesef birçok Harbiyeli için hâlâ örnek ihtilalcidir...
***
İşte o sebeple Atatürk ve Atatürkçülüğü darbeci kafalara asla bırakmayacağız. Hainlerin içeri attığı Celal
Bayar ve astıkları Adnan Menderes Atatürk'e
gerçekten gönülden bağlı insanlardı. Hele
Bayar Atatürk'ü sevmenin ibadet olduğuna
inanacak kadar koyu Atatürkçü idi. Bugün
milletin çoğunluğu bu insanları rahmet ve
minnetle Atatürk maskesini kullanan şerefsiz
darbecileri ise kin ve nefretle anıyor. 16
Nisan'da da bu darbeci kafa milletin çoğunluğundan
bir büyük tokat daha yiyecek...