Son dönemde finansal konulara dair bu sütunda yayınladığım yazılara beklemediğim bir geri dönüş aldım.
Şu an tüm farklı sosyal klasmanların gerçek gündeminde her şeyden önce ekonomi var, onu anladım. Hem girişimci hem çalışan kesimi şu an mutlu değil. Bu ülkede paranın bollaşması, faizlerin düşmesi, yatırımın artması ve çalışan ücretlerinin de yükselmesi gerekiyor. Bunları söyleyince hemen itiraz olarak faiz-enflasyon muhabbeti karşınıza çıkıyor...
***
Ülkemizde faiz ile enflasyon ilişkisi konusunda büyük polemikler yaşandı ve bu mesele çok konuşuldu...
***
Geçmişte Merkez Bankası ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında bu konuda büyük sürtüşme yaşandı...
***
Erdoğan bu ülkede faizler düşerse enflasyon da düşer tezini savunuyordu.
Türkiye'deki enflasyon temelde maliyet enflasyonu olduğu için Erdoğan'ın tezi kesinlikle haklıydı...
***
Yeniden ve ısrarla söylüyorum ki vergiler ve bürokratik regülasyonlar minimize edilirse bu ülkede para bollaşır ve faizler düşer. Bu düzen böyle devam ederse eski tas eski hamam gideriz...
***
Faizler azaldıkça girişimcilerin finansman maliyeti düşer ve enflasyon da düşer. Yani Erdoğan'ın dediği gibi faiz ile enflasyon arasında bu bağlamda ters değil doğru orantı vardır...
***
Fakat bu mevcut bunaltıcı bürokratik regülasyonlar ve yüksek vergiler sürdükçe de para bu ülkede bollaşamaz. Piyasada para bol olmaz ise faizler de kalıcı olarak düşemez. Sefalet devam eder...
***
Bu bağlamda Cumhurbaşkanımızın da vergileri ve regülasyonları minimize etmek konusunda hükümetin ve bürokrasinin tepesine binmesi şarttır. O dünyaca meşhur Erdoğan üslubuyla masaya yumruğunu vurup bu dönüşümü yaptırmalıdır. Bu dönüşüm literatüre de Erdoğanomics olarak geçer. Türkiye'nin zenginleşmesi için gerekli olan budur...