Kızlarım Ayşe Ela ve Betül Yasemin üç yaşına bastı. Kızlarımın doğduğu 7 Temmuz günü benim için unutulmaz bir gündür. Üç sene öncesi yani 2013'ün o sıcak yaz günü tüm detaylarıyla gözümün önünde şimdi. Cumartesiyi pazara bağlayan 7 Temmuz 2013 gece yarısı Nagehan'ın sancılanması ile aniden hastaneye koşmuştuk. Normal doğum zamanından 10 gün önceydi...
***
Benim ailem Çeşme'deydi. Nagehan'ınkiler Bodrum'da. Herkes dönüş planını 17 Temmuz'a göre yapmıştı...
Sadece kayınvalidem
İstanbul'daydı. Nagehan doğuma girdiği sıra koskocaman bir salonda yalnız iki kişiydik...
***
Hava zifiri karanlıktı. Salonun ışıkları da kapalıydı.
Doğmakta olan yeni günün ilk ışıkları pervazlardan içeri hafifçe yansıyordu sadece.
Her şey ansızın gelişmişti. Karımın isminin anlamı gibi apansız ve ansızın...
Çok ama çok gergindim. Vücudumun her zerresi gerilmişti.
"
Nagehan'a ve bebeklere bir şey olur mu?" endişesi içimi her an kemiriyordu.
***
Her saniyesi bir ömür gibi geçiyordu dakikalar.
O anlarda titrek ellerimle telefona uzandım.
Olanları haber vermek için bizimkileri aradım.
Kayınvalidem de baldızımı aradı.
Anneme, babama ve ablama durumu izah ederken ellerimin titremesini durduramıyordum.
O sırada kapı açıldı, hemşire çıktı. Bize doğru yürümeye başladı.
***
Hemşireyi görür görmez ellerimin titremesi durdu.
Şimdi de nefesim kesilmişti. Uzun uzun yutkunuyordum.
Kulağımda ses veremediğim telefonu da öylece tutmaya devam ediyordum.
Annem, babam ve ablam bir şeyler söylemeye devam ediyordu ama ben artık hiçbir şey duyamıyordum.
Hemşire yanıma geldiğinde yüzüm bembeyazdı. Görmüyor ama hissediyordum.
***
Hemşirenin dudağından kelimeler döküldü...
Ve ben hüngür hüngür ağlamaya başladım...
Telefondaki annem, babam ve ablam da ağlıyordu. Kayınvalidem ve baldızım da...
"
Sevinç gözyaşları" denen şeyin ne olduğunu ben o an anladım.
***
Sonra ameliyathaneden kuvöz içinde iki tatlı bebek çıktı.
Kuvözde uyuyorlardı. Bense ağlamaya devam ediyordum.
İkizlerimle beraber bebek odasına doğru yürüyorduk...
Bebeklere ilk işlemlerin yapılacağı odaya geldik. İkizlerin kuvözden çıktığı an bir süre sessizlik oldu...
***
Ve yine annelerinin ismi gibi ansızın ikizler ağlamaya başladı.
O an ben sustum. Gözyaşlarım bıçak gibi kesildi.
Başka bir gezegene ışınlandım sanki.
Ayşe Ela ve
Betül Yasemin beni benden aldı ve başka bir âleme götürdü. Üç yıldır da ben o başka gezegende başka âlemde yaşıyorum. Geri kalan salak ve saçma zahiri dünya hiç umurumda değil. Ancak o salak saçma dünyayla dalgamı geçiyorum...