Hiç lafı eğip bükmeye gerek yok. ABD'nin başlattığı operasyon çok nettir. Hedef Türkiye ve Tayyip Erdoğan. Reza Zarrab yemden ibarettir.
Erdoğan nezdinde Türkiye'nin burnu sürtülmek istenmektedir. Erdoğan'ın muhalifi olan Nedim Şener bile Amerikalı savcının Twitter'dan önce Tayyip Erdoğan'ı takibe alması ve 3 saat sonra bırakmasının garabet oluşuna dikkat çekiyor. Bu Twitter-takip olayı tam bir rezalettir. Bu hadise bile başlı başına operasyonun çirkin boyutunu gösteriyor...
Türkiye'yi ve Erdoğan'ı hedef alan bu operasyonların bitmeyeceği ve devam edeceği kanaatindeyim. Elbette bizler de direnmeye ve püskürtmeye devam edeceğiz. Erdoğan'sız AK Parti ve Erdoğan'sız Türkiye planları 3 yıldır çok aktif operasyonlarla sürekli işleme konmaya çalışılıyor. Türkiye coğrafyası tarihinde olmadığı kadar kuşatılmış durumda. Bir Fethullahçı F-16 subayı tarafından düşürülen Rus uçağı operasyonu da kuşatmayı derinleştirmek amaçlı bir operasyondu ve çok da başarılı oldu. Adımın Rasim Ozan olduğu gibi Rus uçağının düşürülmesi olayının bir Fethullahçı provokasyonu olduğunu biliyorum. Açık itiraf etmek gerekirse Fethullahçı örgütün bu Rus uçağı operasyonu Türkiye'ye ciddi zararlar vererek yalnızlaşmayı artırdı. F-16 pilotlarının bile en az yüzde 50'sinin Fethullahçı olduğuna dair çok sağlam raporlar var. 2016 yılında TSK'dan toplu şekilde atılacak bunlar. Hulusi Akar direnmeye kalkarsa da istifasını verir. Bu kadar basit. Fethullahçılar kaybetti ve Türkiye kazandı. Bu işin geri dönüşü yok...
Bu noktada Fethullah'a verilen dış destekleri kesebilmek çok önemlidir. Bu bağlamda Fethullahçı örgütü yamultacak önemli hamlelerden biri Türkiye-İsrail normalleşme sürecidir. Türkiye-İsrail arası normalleşme ve iyi ilişkiler sağlanırsa FETÖ'nün altındaki tüm zemin kayar gider. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Beyoğlu'ndaki terör saldırısında İsrail vatandaşlarının hayatını kaybetmesi dolayısıyla Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin'e gönderdiği şu taziye mesajı çok vicdanlı ve anlamlıydı...
"Tüm insanlığı ve temel insani değerleri hedef alan ve insanlığa karşı suç teşkil eden terörizm karşısında, uluslararası toplumun dayanışma ve kararlılık içerisinde müşterek mücadele yürütmesi zarureti, dünkü menfur saldırıyla bir kez daha en açık şekilde görülmüştür. Halkımızın korkuyu hakim kılmayı amaçlayan terör örgütlerinin eylemleri karşısında sergilediği cesaret ve irade bizlere bu mücadelede kuvvet vermektedir. Ülkemizi ziyaret etmek, kültürümüzü yakından tanımak maksadıyla bulundukları İstanbul'da vuku bulan bu hain terör saldırısında hayatını kaybeden İsrail vatandaşlarının ailelerine ve İsrail halkına en derin taziye, yaralananlara acil şifa dileklerimi iletmek isterim."
Bu mesajın ardından Rivlin, Erdoğan'ı telefonla aradı. Rivlin'in, İstanbul'da terör saldırısında hayatlarını kaybeden Israil vatandaşlarının naaşlarının nakli, ayrıca yaralanan Israillilerin tedavisi ve nakli konularında gösterilen özen ve ilgiden dolayı teşekkürlerini ilettiği kaydedildi. Rivlin'in, görüşme vesilesiyle, Ankara ve İstanbul'daki son terör saldırılarını kınadığı da belirtildi.
AK Parti sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamaları da çok doğruydu. Türkiye ile İsrail ilişkilerinin güçlü olması hem Türkiye'nin hem İsral'in hem Filistinli kardeşlerimizin yararınadır. Duygularla değil akıl ile hareket etmek Türkiye'yi hedef alan operasyonuları boşa çıkarmamız için zorunludur...