7 Haziran sonrası karşımızda yeni bir siyasal manzara var. Benim kanaatime göre ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın bu manzaradan Türkiye için uyumlu ve yararlı bir koalisyon çıkma ihtimali yok. Elbette bu süreçte görüşmeler sonuna kadar sürecektir ama son tahlilde 22 Kasım 2015 seçimlerine gidilmesini kaçınılmaz olarak görüyorum...
***
7 Haziran sonrası en cool duran ve şu ana kadar en rasyonel davranan AK Parti oldu. Benim de desteklediğim parti olan AK Parti açısından bu tavrın sürmesi zaruridir. Geçen yazıda da belirttiğim gibi çok akıllı ve stratejik olunması gereken bir dönemdeyiz. Kavgacı politikanın şu an hiçbir yararı ve anlamı yoktur. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Haziran sonrası açıklamaları ve tavrı da çok isabetli ve rasyoneldir. AK Parti yeniden rasyonel ve analitik zeka ile siyaset yapan bir parti hüviyetine büründü. Sabırlı ve akıllı olunursa AK Parti için netice olumlu olacaktır. Zaman AK Parti lehine işlemektedir...
***
AK Parti 7 Haziran öncesi HDP'yi sürekli muhatap alarak ve HDP üzerinde aşırı durarak rasyonel bir siyaset izlememişti. Türkiye'nin tartışmasız şampiyon olan partisi ısrarla dördüncü partiyi muhatap aldı ve bu durum tamamen HDP'ye yaradı...
***
Zaten bu bir tabiat kanunudur. Eğer daha büyük olan kendinden epey küçük olanı muhatap alarak kavga ederse bu durum kesinlikle küçük olana yarar. Her koşulda küçük olan daha kazançlı çıkar. Böyle durumlarda küçük taraf ne kadar tahrik edici konuşursa konuşsun en büyük olan tarafın cool durması ve dikkate almaması zarurettir. AK Parti 7 Haziran öncesi bu rasyonel tavrın tam zıddı bir politika izledi ve HDP yüzde 13'lere geldi...
***
Tüm bunlara rağmen AK Parti'nin yüzde 41 oyu da asla küçümsenmeyecek bir oydur. Normal demokrasilerde yüzde 41 muazzam bir oydur. 13 senelik yıpranmaya rağmen böyle büyük bir oy alabilen parti Avrupa'da yok. AK Parti'nin dindar Kürtler dışında dramatik oy kaybı yaşadığı hiçbir toplumsal kesim de yok. Dindar Kürtler meselesi de yukarıda izah ettiğim yanlış HDP politikasıyla bağlantılıdır. Zaten 276'nın altında kalınmasının tek sebebi de budur.
***
10 Ağustos 2014'te Dindar Kürtlerin çoğunluğu Recep Tayyip Erdoğan'a oy verdi ve yüzde 52 başarısı öyle yakalandı. Dahası eğer Cumhurbaşkanlığı seçimi 24 Ağustos'ta Erdoğan-İhsanoğlu şeklinde tekrarlansaydı Erdoğan yüzde 60 oy alacaktı. Tüm itibarlı araştırma şirketleri bunu teyit ediyor. Yani Kürtlerin nerdeyse tamamı Erdoğan'a verecekti...
***
Bu anlattığım siyasal gerçek asla unutulmamalıdır. Bu tablo akıllı ve samimi politikalarla her an güncellenebilecek bir tablodur. Öte yandan Erdoğan olmasa AK Parti daha çok oy alır iddiası irrasyonelin de ötesinde bir iddiadır. Erdoğan'ı sevin ya da sevmeyin ama kabul edin ki Erdoğan'ı dışlamış bir AK Parti barajı bile geçemez. AK Parti içinde Erdoğan takıntısı olan ve kimi kendini bir halt zanneden kalantorlar ayrılıp yeni parti kursa Saadet kadar bile oy alamaz. Objektif zeka bu süreçte herkese lazımdır...