Pensilvanya'nın kontrolündeki Yargıtay 9. Ceza Dairesi, eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'ya, "Devrimci Karargâh Örgütü" davasında "örgüt üyeliği" suçundan verilen hapis cezasını oybirliğiyle onadı. Yargıtay'da dairelerin görevlerinin değişeceği başkanlar kurulunun arefesinde bu saçma ve çılgın karar niye verildi peki?

Pensilvanya'nın bu kararın onanmasını emretmesindeki amaç nedir? Düşünün ki bu olay Batı'da meşruiyet arayan paralel yapının da aleyhine olacak. PR açısından aleyhlerine işleyecek süreç. Bunlara rağmen niye bu karar verildi?
Pensilvanya son dakika golü mahiyetindeki bu kararı onamak zorundaydı çünkü aksi halde Hanefi Avcı'ya kurulan bir kumpas zinciri olduğunu kabullenmiş olacaktı. Kimi müritlerini kendi kendine feda etmiş olacaktı. Şimdiyse Avcı'nın evine silahları yerleştiren memurdan en üst düzey ceza yargıcına kadar Hanefi Avcı meselesinde beraber hareket etmiş oldular. Kendi cemaatçi bakışlarında bir ve bütün olmaya devam ediyorlar. Böylece aşağıdan fire verilmesini de engelliyor Pensilvanya. Çünkü Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu kararı bozsaydı ya da yeni döneme kararı bıraksaydı aşağıdan itirafçı çıkma olasılığı vardı. Aynı şeyi Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin son kararlarında da görebiliriz. Dikkatli olalım...
Öte yandan bu kararla Hanefi Avcı komplosu davasında tüm bu zincirin hepsinin yargılanmasına da zemin doğdu. Son tahlilde Pensilvanya kendi ayağına sıkmış oldu. Başka bir vesileyle dün konuştuğum HSYK eski Başkanvekili İbrahim Okur bile bu kararın rezalet olduğunu ve bu kararı verenlerin kendi kalesine gol attığını üstüne basa basa söyledi. Okur da Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin Fethullah Gülen'in kontrolünde olduğunu açık açık ifade ediyor. Okur'a göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu rezaleti yani Hanefi Avcı'nın yeniden tutuklanması sürecini durdurabilir. Öte yandan Aziz Yıldırım kararında olduğu gibi İstanbul'daki ilgili Ağır Ceza mahkemesi de yeniden yargılama yönünde karar verebilir. Yeni Türkiye'de Hanefi Avcı yeniden içeri girerse hepimize yazıklar olsun...
Hanefi Avcı'nın kitabı çıktığında hemen okumuştum. Fakat cemaatin polis ve yargı örgütlenmesine dair çizdiği karanlık tablo bana komplo teorisi gibi gelmişti ve inanmamıştım. O zamanlar beraber program yaptığımız Mustafa Akyol ise Avcı'nın yazdıklarının doğru olduğu kanaatindeydi. Daha önce bunu yazmıştım. Avcı'nın tarif ettiği Gülenci suç örgütü yapılanması dünya tarihinde bile eşi benzeri görülmemiş kadar karanlık ve korkunç bir yapılanmaydı. Maalesef sonrasında Hanefi Bey'in haklı çıktığı anlaşıldı. Öte yandan ben Avcı'nın yazdıklarına inanmamakla beraber Avcı'nın içeri atılma olayına ilk günden itibaren karşı oldum. Avcı'yı tutukladıkları günün hemen ertesinde 29 Eylül 2010 günü "Hanefi Avcı derhal serbest bırakılmalı" başlıklı sert bir yazı yazdım Taraf gazetesinde. Fakat yine de Hanefi Avcı'nın yazdıklarının gerçekliğini geç gördüğüm için çok pişmanım. Avcı'nın haklı olduğunu ve ortada korkunç bir Gülenist çete olduğunu hâlâ görmeyenler ve bu çeteye destek olanlar için ise söylenecek bir söz kalmamış durumda...