Grubumuzun ödüllü organizasyonu 'Sabah Yazarlar Kulübü' adına Moskova'da başarılı bir toplantıyı geride bıraktık. Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi'nden Prof. Dr. Aslambek Mozloev'in organizasyon nedeniyle tebriklerini ifade etmesi, Türkiye- Rusya ilişkilerinde, ikili ilişkilerin stratejisinin ekonomik, siyasi ve toplumsal bazda 3 sacayağına dayalı olması gerektiği ve 'Sabah Yazarlar Kulübü'nün bu sacayağının 'sivil inisiyatif' kanadı açısından hayli önemli olduğunu vurgulaması, amacımıza ulaştığımız noktasında önemli bir ipucu idi. Türkiye-Rusya ilişkilerinin bugün ve geleceğine yönelik, FETÖ gerçeğine yönelik pek çok detaylı soruya doyurucu cevaplar verdik.
100'ün üzerinde katılımcıya, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde, Türkiye'nin diplomaside 'realizm'e, vesayetleri kırmak adına, 'Batı'ya bağımlı' bir ekonomi-politikten, kendi coğrafyasının yükselen değeri olarak, Türkiye'nin 'otonomizm'e geçişini net olarak anlattık.
Türkiye ile Rusya arasında, artık 'koz'lara dayalı bir masa başı diplomasisinden, samimiyete, şeffaflığa ve karşılıklı güvene dayalı yeni bir sürece geçme kararlılığımızı vurguladık ve iki ülke arasında, enerji başta olmak üzere, ulaştırma, lojistik, perakende, turizm, finans gibi hizmet sektörlerine dayalı zenginleştirilmiş bir 'ekonomi ve ticaret diplomasisi' yürütme arzumuzu yineledik. Rus akademisyen ve gazeteciler de, bu duygularımıza aynen katılarak, Avrasya'nın geleceği açısından, iki ülkenin çıkarlarının entegrasyonu adına, ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik adımları talep ettiklerini belirttiler. Panelistler olarak, Türkiye ile Rusya arasında zaman zaman oluşan ihtilafları, başka aktörler üzerinden değil, doğrudan çözecek konuma geldiğimizi belirtirken, toplantıya katılan Rus meslektaşlar, Türkiye-Rusya yakınlaşmasının bölge ekonomisi ve barışına ciddi katkı sağlayan, her iki tarafın da istediği bir süreç olduğunun altını çizdiler.
'Dünya Düzensizliği' için hazırlık
Dünya ekonomi-politiğini 'düzenin yıkıldığı', 'düzensizliğin ve kaosun hâkim olacağı' bir dönem bekliyor. Türkiye olarak, ulusal güvenliğimiz ve terörle mücadelede Rusya'dan beklentilerimiz var. Suriye'nin geleceğinde PKK ve onun uzantısı PYD-YPG'nin söz sahibi olmasına imkân verilmemesi, ikili ilişkilerimizde önemli bir öncelik. Önemli bir ana fikir ve ortak bir menfaat alanı oluşturmayı başarmamız halinde, Rusya tarafının da 'Avrasya Birliği' talebi var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kritik önemdeki Rusya ziyareti öncesinde, 'coğrafik rekabet'ten 'stratejik ittifak'a geçiş arayışına bizzat şahit olduk.