Lafı uzatmaya gerek yok. CHP, halk iradesini ortadan kaldıracak bir ara rejim beklentisi içinde. İç savaş çağrılarının, 'kan akacak' tehditlerinin, toplumu ayrıştırmaya matuf söylemlerin ve Meclis'te sergiledikleri vahşi görüntülerin başka hiçbir açıklaması yok.
Neticede tamamen anayasal çerçevede, seçilmiş vekillerin verdikleri oylarla bir değişiklik yapılıyor. Üstelik o değişiklik, halkın önüne sandık konularak gerçekleştirilecek veya gerçekleştirilmeyecek. Kimsenin 'at koşturur' gibi anayasal değişiklik yaptığı yokken, CHP'nin sırf görüş farklılığından ötürü bu görüntülere sebep olduğunu düşünmek naiflik olur. Hele hele bu provokasyonu acizlik belirtisi diye küçümsemek veya dalgaya vurmak büyük hata olur.
CHP'nin stratejisi, 'işlemeyen Meclis, işlevsiz demokrasi' görüntüsü vermek, 'kontrolsüz gerilim' yaratmak ve bunu halk tabanına yaymaktır. Esas amaç, sandığın uzun süre söz konusu olmayacağı bir ara rejim kurulmasını sağlamaktır. Teşhisi doğru yaparsak, 'tedavi'yi de doğru dinamikler üzerine inşa edebiliriz.
ABD, YPG'ye kol kanat
Geçtiğimiz günlerde, Washington Post'ta, Liz Sly imzasıyla çıkan haberde, Menbiç'te, Araplardan oluşan bir "Demokratik Suriye Güçleri" (DSF) bölüğünün, YPG'liler tarafından "Apocu ideoloji" çerçevesinde endoktrine edildiği, bölüğe Rakka'dan önce Halep'teki "terörist Türkiye tarafından desteklenen güçlere karşı" savaşacakları söylendiği ve tüm bunların ABD ordusundan gelen eğitimcilerin huzurunda olduğu yazıldı. Şimdiye dek durumun vahametini gösteren en net tanıklıktı.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ise, yaptığı açıklamada, "PYD sahada temsiliyeti olan bir grup. Suriye'deki uzun vade çözüm arayışlarında da seslerinin duyulması gerekiyor" diyerek YPG'ye sahip çıktı. En son da, ABD'nin Ortadoğu'daki operasyonlarının yönetim merkezi olan CENTCOM'un resmî hesabından, "DSF, PKK ile hiçbir ilişkisi olmadığını teyit ediyor" takdimiyle birlikte, DSF'nin açıklaması yayınlandı. DSF, en az %75'i YPG'den oluşan, Arap ve Hıristiyan gibi farklı kökenlerden gelen militanların YPG'nin hâkimiyetinde hareket ettiği, ABD'nin Suriye PKK'sına kol kanat gerdiğini gizlemek için kullandığı paravan bir örgüt. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın da, yine kendi resmî hesabı üzerinden, "Bu bir şaka mı yoksa CENTCOM aklını mı yitirdi? Buna kim inanır sanıyorsunuz? ABD, terörist bir grubu meşrulaştırmaktan vazgeçmelidir" yazdı. ABD'nin YPG stratejisi Trump döneminde nasıl gelişecek, merak konusu...
ABD derin devleti açıkta
Trump'ın başı istihbarat örgütleriyle dertte. Ancak söz konusu olan FSB, MI6 veya MOSSAD değil; bizzat kendisine bağlı olarak çalışması gereken ABD istihbaratı Trump'a savaş açtı. Seçim öncesi Trump muhaliflerinin tuttuğu bir eski istihbaratçının yazdığı ve dedikodularla, isimsiz kaynaklarla dolu bir raporu medyaya sızdırdı. Buna göre Trump, Rusya'nın şantaj yaptığı bir kukla ve hain. Önce CNN raporu, ardından BuzzFeed de içeriğini halka duyurdu. Trump, bunun yalan haber olduğunu söyleyip, faili açıkça deşifre etti: İstihbarat ajansları, bu yalan haberin medyaya 'sızma'sına asla izin vermemeliydi. Bana son bir kez daha vurdular. Nazi Almanyası'nda mı yaşıyoruz?
Üniforma veya cübbesinin gücünden faydalanıp seçilmiş başkanı devirmeye kalkanlar hikâyesi size de çok tanıdık gelmiyor mu? Doğrusu ABD derin devleti, hiç bu kadar açığa düşmemişti.