Değişik vesilelerle basında Hz. Halid'in (r.a.) azli konusu konuşuldu. Günümüzde olayların detayı bilinmeden sahabe döneminin bazı güncel olaylara konu edildiğini görüyoruz. Bilindiği gibi Hz. Halid'in fazileti Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından tescil edilmiştir. "Allah'ın sıyırdığı kılıç diyerek" Allah yolundaki duruşunu tescil etmiş ve 'Halid'i üzmeyin' buyurarak özel nebevi korumaya alındığını ilan etmiştir. Bu zatlar özel insanlardı. Efendimizin mehdine mazhar olmuşlardı. Önce şunu belirleyelim: Dünyanın bütün müminleri bir araya gelse Hz. Halid'in (ra) yaptıklarının milyonda birini başaramaz. Bütün Suriye, Irak, İran mıntıkalarının İslam'a boyun eğmesindeki başkomutan Hz. Halid'dir. Katıldığı yüze yakın savaşın hiçbirini kaybetmemiştir.
Hz. Halid savaşan bir güçtü. Sahabenin şahinlerindendi. Savaşta sert ve toleranssızdı. Bundan dolayı zaman zaman sahabe tarafından eleştirilmiştir. Bu eleştirenlerin en önemlisi hiç şüphesiz Hz. Ömer olmuştur. Hz. Halid, hayatında hem genel komutanlığa tayin edilmiş ve hem de azledilmiştir. Hz. Ömer'in onu azletmesinden önceki döneme bakalım:
Hz. Halid kendisinden daha hayırlılara komutan olunca:
Hz. Ebu Bekir zamanında Şam bölgesinin komutanı cennetle müjdelenen on kişiden biri olan Hz. Ebu Ubeyde (r.a.) idi. Hıristiyan güçlerde güçlü bir hareketlilik başlayınca Hz. Ebu Bekir genel komutanı olan Hz. Ebu Ubeyde'ye bir mektup yazdı. Mektupta Hz. Ebu Ubeyde'ye genel komutanlığı Hz. Halid'e terk etmesi emrediliyordu. Halife Hz. Ebu Bekir'in mektubu şöyleydi:
Halife'nin Ebu Ubeyde'ye azil mektubu:
'Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Bundan sonra ben Rum beldelerine -Şam'agenel komutanlığa Halid'i tayin ettim. O'na karşı gelme. Onu dinle ve ona itaat et. Ben onu sana komutan tayin ettim. Ben, senin ondan daha hayırlı olduğunu biliyorum. Fakat biliyorum ki onun savaş konusundaki tecrübesi senden daha iyidir. Allah sizi ve bizi doğruya yöneltsin.'
Halife Ebu Bekir aynı zamanda Hz. Halid'e de bir mektup gönderip Şam'a geçmesini ve komutayı devralmasını emretti. Hz. Halid (r.a.) yerine komutan tayin edildiği Ebu Ubeyde'ye şu mektubu yazdı:
Yeni komutanın eski komutana mektubu:
"Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle. Halid bin Velid'den Ebu Ubeyde'ye. Sana selam olsun. Kendim ve senin için mahşer âleminde esenlik dilerim. Bana Resulullah'ın halifesinin (Hz. Ebu Bekir'in) mektubu geldi. Halife bana Şam'a geçmemi ve oradaki ordulara komutan olmamı emrediyor.
Vallahi ben halifeden böyle bir şey istemiş değilim. Arzu etmiş de değilim. Bu konuda Halife'ye bir şey yazmış da değilim. Sen bulunduğun hale devam et. Senin emrine isyan olmaz, görüşüne aykırı davranılmaz, sana danışılmadan iş yapılmaz. Sen Müslümanların efendilerindensin. Senin şerefin ve faziletin tartışılamaz. Senin görüşünden yararlanılmadan yürünemez. Allah sen ve bizi azaptan korusun"
Hz. Ebu Ubeyde'nin cevabı:
Bu mektubu alan Ebu Ubeyde (r.a.) şöyle cevap verdi: "Bu işe Hz. Halid'i tayin eden Hz. Ebu Bekir'e Allah hayırlar ihsan etsin!"
Bu karar, Ebu Ubeyde'nin etrafındaki bazı kişileri memnun etmemiştir ama Ebu Ubeyde bu işi hiçbir zaman nefis konusu yapmamıştır. Bu karar yüzüne dahi yansımamıştır.
Hz. Ömer gelince Hz. Halid'i azleder:
Hz. Ömer'in, Hz. Halid'in bazı tasarruflarından rahatsız olduğu biliniyordu. Bunu bir ara Halife Hz. Ebu Bekir'e açmış ve Hz. Halid'i azletmesini istemiştir. Hz. Ebu Bekir (r.a.) ise; "Ben Hz. Peygamber'in (s.a.v.) tayin ettiği bir komutanı azledemem" cevabını verdi.
Ancak Hz. Halid sert kişiliği, bazı kişilere bazı miktarda bağışta bulunması, bütün zaferlerin (kendi iradesi dışında) kendisine mal edilmesi gibi gerekçelerden dolayı Hz. Ömer tarafından azledilmek istendi.
Hz. Ömer, Hz. Ebu Ubeyde'ye mektup yazdı. Bu mektupta "Halid'i azlediyorum. Onun yerine sen geç ve bütün mal varlığını ikiye böl sarığını (komuta nişanını) çıkart" emrini verdi.
Hz. Halid bir müddet süre istedi ve sonra Hz. Ebu Ubeyde'ye şu soruyu sordu: Halife neyi emretti. Hz. Ebu Ubeyde; Malını ikiye bölmemi ve komutayı senden almamı emretti. Hz. Halid bütün malının yarısından vazgeçti ve hatta bir çift ayakkabısının tekini bile Ebu Ubeyde'ye teslim etti. Ebu Ubeyde (r.a.), Hz. Halid'in sarığını da başından aldı.
Hz. Halid daha sonra asker olarak uzun süre Ebu Ubeyde'nin komutasına tabi olarak savaşmaya devam etti. Daha sonra ise Hz. Ömer'le görüşüp Şam'a -Humus- yerleşti. Orada vefat etti.
Ömer sağ oldukça fitne olmaz:
Hz. Halid azledildiğini öğrenince, insanlara bunu tebliğ edip bildirdi. Dinleyicilerden biri ayağa kalktı ve: Ey emir! Sabırlı ol. Bu bir fitnedir' dedi. Bunun üzerine Hz. Halid şu cevabı verdi: 'Ömer bin Hattab sağ oldukça fitne olmaz.'
Hz. Ömer başka kimleri azletti:
Hz. Ömer bazı gerekçelerden dolayı -özellikle zafer kişilerin değil, İslam'ındır kanaatinin yerleşmesi için- Hz. Halid gibi büyük komutanlardan Hz. Müsenna'yı da azletmiştir. Onun yerine Hz. Sa'd bin Ebi Vakkas'ı atamıştır. (Belazuri, Ensab)
Ancak aynı Hz. Ömer, bir ara da Hz. Sa'd bin Ebi Vakkas'ı valilikten azletmiştir.
Ebu Ubeyde'nin görevi geç tebliğ etmesi:
Hz. Ömer'in Hz. Halid'i azlettiği mektubu Ebu Ubeyde'ye ulaşınca savaş halinde olan Ebu Ubeyde mektubu hemen işleme koymamıştır. Savaş sonuçlanır ve Hz. Halid'in komutasındaki ordu zafere ulaşır. Hz. Ebu Ubeyde bunun üzerine Hz. Halid'e mektubu iletir. Hz. Halid'in "Neden hemen tebliğ etmedin" sözü üzerine de; Savaş ortasındayken askerin moralini bozacak bir duruma müsaade edemezdim. Ondan dolayı mektubu sakladım, demiştir.
Sonuç: 1- Hz. Peygamber'in (s.a.v.) sahabesi hakikaten dengeli ve İslam'ın menfaatini esas alan bir yol seçtiler. Makam ve mevkiyle hareket etmediler. Hilafet merkezi olan Medine'ye kayıtsız şartsız bağlı hareket ettiler ve Medine otoritesinin kararlarına karşı, nefsani değil, rahmani hareket ettiler. Hz. Ebu Ubeyde (r.a.), Hz. Ebu Bekir tarafından Hz. Halid'in komutası altında, ona tabi olmaya tayin edildiğinde, kendisi de komutan olan bu özel insan bir gram bile tereddüt etmeden itaat etti. Hz. Halid, Hz. Ömer tarafından görevden azledildiğinde, o da bir an bile tereddüt etmeden, Hz. Ebu Ubeyde'ye itaat etti.
2- Hz. Halid olayı bize şu dersi de veriyor; Hz. Ömer (r.a.), Hz. Halid gibi sadece İslam tarihinin değil, bütün İnsanlık tarihinin en büyük komutanlarından birini azletmiş ise; Medine -yani devlet- otoritesinin azledemeyeceği hiç kimse yoktur. İslam'ı referans alan değerlendirmelere göre bu cümleyi kullanıyorum elbette.
3- Bazı kişilerin, bazı vesilelerle söyledikleri; Hz. Halid bugün sağ olsaydı fetihten vazgeçerdi gibi boş kelimeler anlamsız sözlerdir. Hz.Ebu Bekir şöyle demişti; Hz. Resulullah'ın sıyırdığı kılıcı, kim kınına sokabilir ki. Ey Ömer! Ben böyle bir kararı alamam. Sahabe imanı ile, bizim imanımız arasındaki fark...
4- Sahabe dönemi, güncel olaylarla ilişkilendirildiğinde çok hassas olmak lazım.