Kadın olmak zordur, özellikle de ataerkil toplumlarda...
8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle, tüm hafta özel etkinliklerde kadın olmanın zorluklarını konuştuk.
Haftanın en anlamlı etkinliklerinden biri, Ataşehir Palladium'da Kendini Şımart başlığı altında düzenlenen Demet Akbağ söyleşisiydi. Akbağ, söyleşi sonrası kadın olmakla ilgili sorularımı yanıtladı...
ARZ-TALEP MESELESİ
Toplumda kadın-erkek arasında yaşanan eşitsizlik, sinema sektöründe de kendini gösteriyor. Bu sektörde kadın olmanın zorlukları neler?
Fiziki şartlar açısından bir zorluk var diyemem ama tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de kahramanlar hep erkek.
Ben kadın hikayeleri oynamak açısından şanslı oyunculardanım ama sektörün tamamı bu şansa sahip değil. Sektör zorlu ve elbette kadınları daha çok zorluyor. Bu özellikle yapılıyor diyemem ama şartlar baştan zor konulmuş sanırım.
Kadına dair birçok sorunun ele alındığı Türk sinemasında kadının temsili konusunda ne düşünüyorsunuz?
Ben kadın hikayeleri oynadım, Türk sinemasının da bu konuyu es geçmediğini düşünüyorum. Özel olarak ihmal edilme yok ama seyircinin talebi de erkeklerin kahramanlık hikayeleri üzerine... Kadın hikayeleri veya filmlerdeki kadınlar konusunda Türk sinemasının dünyadaki rakiplerinden daha kötü olmadığını düşünüyorum.
Sinemada kadının işlenişindeki en büyük yanlış ne sizce?
Tamamen arz-talep meselesi... Dünyada kadının yeri değiştikçe, bu durum da değişebilir. Sinema, içinde geliştiği toplumdan farklı gelişemez. Kadının hayata katılım yüzdesi ve başarı oranı arttıkça, sinemada kadın kahramanların da sayısı artacaktır.